Dün, (5 Ekim 2014) tüm hentbol camiası için gerçekten çok
özel bir gündü. Senelerdir hep bizim seyretmeye ülkelerine gittiğimiz büyük
hentbol takımları, bu kez bizim ülkemize, bizim salonumuza gelmişti.
Şampiyonlar Ligine havasına yakışır şekilde hazırlanmış salon, seyrettiğimiz
hentbol, tribündeki ambiyans, Beşiktaş
Mogaz ve KIF Kolding.
Dün neler gördüğümü anlatacağım ama önce, maç öncesi, bu maç için, Şampiyonlar Liginde önemli bir
sınav verecek olan hentbol takımları için, kalbi siyah-beyaz atan sanatçılar
Feridun Düzağaç, Burak Sarımola, Sedef Şahin’e, siyah beyaz camiaya çok yakışan
Slaven Bılıc ve Gordon Milne’e, Beşiktaş’ın en güzel abisi olan Cem Dizdar’a,
siyah beyaz forma için ter akıtan eski-yeni
diğer branşların sporcularına, Dünya Serbest Dalış Rekortmeni Şahika Ercümen’e,
Beşiktaş Mogaz hentbol takımı ve bu maç için destek mesajları veren herkese
teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Camiaları güçlü yapan ve güçlü tutan bu davranışlardır. Beşiktaş’a olan sevdanız ve Beşiktaş’a olan
desteğiniz için çok teşekkürler.
Ve bu mesajları alan veya bu mesajları duyan Karakartallar..
Sizleri unutmadım. Siz dün bambaşkaydınız. Siz dün bambaşka bir hava kattınız
hentbola. Ben sizin o salonu dolduracağınıza, böyle önemli bir günde takımınızı
yalnız bırakmayacağınıza ve “Kartal Gol Gol Gol Gol!.. Kartal Gol Gol Gol
Gol!..” sesleriyle Sinan Erdem’de unutulmaz bir hentbol günü yaşatacağınıza
emindim. Süleyman Seba Spor Salonunda
neler yaptığınızı, takımınıza nasıl destek olduğunuza çok tanık olmuştum. Ama
bu kadar çok sayıda taraftarı da beklemiyordum açıkçası..
Neler yaptınız siz öyle!.. Nasıl bir destek ki, nasıl bir
taraftarlıktı o öyle.. Karşılıklı
yaptığınız tezahüratlarda maçı
bıraktım sizi seyrettim, atmış dakika
boyunca ayakta seyrettiğiniz maçın her anını kaydetmek için pozisyonları
kaçırdım, sahadaki hentbol kadar güzel olan tribünlerde olanları izlemek için
zaman zaman maçtan koptum. Maçın görüntüleri mutlaka kaydedilmiştir, ama sizin
tribünlerdeki görüntülerinizi ben kendi flash bellek’ ime kaydettim. O günü ve
o görüntüyü hiç unutmayacağım. Aynı dosyama, İstanbul Bağlarbaşı, Yükseliş Koleji, Kuleli
Askeri Lisesi, ODTÜ, Eskişehir Atatürk, Ankara Atatürk, Ankara Ahmet Taner
Kışlalı Spor Salonlarının olduğu dosyama kaydettim sizleri.. Yani, çok sayıda hentbol seyircisinin bulunduğu ve
benimde aralarında bulunduğum bu güzel hentbol günlerinin yaşandığı dosyama..
Bunların yanında şunu da belleğime kaydettim. “Taraftar” kimliği ile bir
hentbol maçının, 6000 taraftar tarafından izlenen bir hentbol maçı olduğunu ve
bu taraftarın Beşiktaş taraftarı olduğunu kaydettim.
Sadece ekranlardan seyrettiğimiz “diğer hentbolu”, sadece Avrupa’da gördüğümüz mücadeleyi, sadece
yurtdışında duyduğumuz Şampiyonlar Ligi
marşını, sadece yurtdışında gördüğümüz
spor şölenini bizlerle buluşturan Beşiktaş Mogaz Hentbol takımı bu desteği fazlasıyla
hak ediyor. Çünkü dün arabalarda,
panolarda, salonun her yerinde, reklam panolarında, soyunma odalarının
kapılarında, zeminde, basın odalarında, maç kitapçığında, heryerde VELÜX EHF
CHAMPİONS LEAGUE logolarını, Beşiktaş Mogaz Hentbol takımı sayesinde gördük. İşte bunları gördüğünüzde ise, nasıl bir yerde oynadığımızı ve bizi neyin
beklediğini daha iyi kavradık. Bizi üst düzey bir hentbol günü bekliyordu ve
gerçekten öyle oldu.
Hentbolu “herkestenfazlasever” olarak, dün gördüğüm tablo
karşısında ben bu kadar etkilenmişken, Beşiktaş Mogaz hentbol takımının
etkilenmeyeceğini düşünemiyorum.. İlk
defa böyle bir salonda, ilk defa böyle bir rakiple, ilk defa böyle bir
atmosferde, istenilen şeyleri yapmak kolay mı!.. Okul dönemlerinde, kendi okul,
çevre ve ailemiz karşısında elimiz ayağımız titrerken, 6000 seyirci karşısında
istenilenleri yapmak kolay mı!.. Spor ve hentbol kültürü ile büyüyen bir neslin
takımına karşı oynamak, herşeyi ile
üstün olan bir rakip ile oynamak o kadar kolay mı!..
Hentbola, hentbolcuya verdiği para, değer, zaman ve emek bu
kadar fazla iken, bir anda Beşiktaş Mogaz Hentboldan muhteşem sonuçlar beklemek
tabii ki normal değil.
Rakibinizin ne kadar güçlü olduğunu, daha sahaya ısınmaya
çıktıklarında, yaptıkları bireysel ısınma çalışmalarında, o profesyonel
anlayışı hissediyorsunuz. Ondört farkla yendikleri SG Flensburg-Handewitt maçında seyrettiğim ve
çok etkilendiğim kaleci Hvidt’i, atış kolu ameliyatından sonra eski kol gücünü
yakalayamayan, ama bu süre içinde yaptığı bacak çalışmaları ile inanılmaz bir
savunma oyuncusu haline gelmiş olan Kim Andersson’un yaptığı egzersizleri yakından izlerken bunu net olarak
görüyorsunuz. Maçta sol kanattan beş gol atan 1995 doğumlu Landin’de bile bunu
fark ediyorsunuz.
Maç anında uyguladıkları sabırlı hücum, top hakimiyetleri,
teknik düzeyleri, atış kuvvetleri, bir anda topu ters yöne aktarmaları, hücumda
ve savunmada hiç durmayan bacak çalışmaları, eksik kaldıklarında dahi çıkarak
savunmayı tercih etmeleri, atış anındaki
sıçrama kuvvetleri veya atışı uyguladıkları nokta ile, bizim ligimizde oynanan hentboldan çok çok üstündüler.
Beşiktaş Mogaz, Avrupa’da oynanılan hentbol düzeyini bizlere
gösterdi. Grubumuzda bulunan tüm takımlar çok güçlü. “Şu grupta olsaydık iyi olacaktı!” diyebileceğimiz hiçbir grup
yok. Her grup, her takım çok güçlü. Beşiktaş Mogaz, kendi ligimizde verilmeyen
mücadeleyi veriyor, kendi ligimizde görülmeyen atmosferi bizlere yaşatıyor ve elinden geleni yapıyor. Beşiktaş Mogaz
Hentbol takımı, böyle güçlü rakiplerle
oynaya oynaya, heyecanını yenecek, her maç ayrı deneyim kazanacak, daha iyi
hentbol oynayacak, hatta bir gün bir maçta sürpriz bile yapacaktır.
Beşiktaş Mogaz Hentbolcuları sakın üzülmesinler. Şampiyonlar
Liginin nasıl güçlü bir arena olduğunu
çok iyi biliyoruz. Kendilerinden beklentimiz tıpkı bu iki maçta, Beşiktaş
camiasına yakışır bir şekilde verdikleri mücadele gibi rakipleriyle mücadele
etmeleri, ama sonunda bizim gibi, orada olmaktan, sizleri Şampiyonlar Liginde
seyretmekten büyük keyif alan diğer tüm hentbol severler gibi, Beşiktaş
taraftarları gibi, o dakikaların keyfini
çıkarmaları, orada oynamış olmanın hazzını yaşamalarıdır.
Beşiktaş Mogaz Hentbol bizlere, Şampiyonlar Liginin
perdesini açtı. Dün, bu oyunun Türkiye’de ki galası yapıldı ve bunu 6000 kişi
izledi.
İzleyenlerin ve izlemeyenlerin, salonda veya ekran başında olanların, sahnede
sergilenen “Şampiyonlar Ligi” oyunundan ne anladıklarını ise sonraki zamanda
göreceğiz. Senelerdir birbirimize sorduğumuz, “Onların oynadığı hentbolsa,
bizim oynadığımız nedir?” sorularının cevabını umarım biraz olsun görmüş, biraz
olsun anlamaya başlamışızdır.
Onların hentbol oynadığını gördüğümüze göre, biz ne zaman
onların oynadığı hentbolu oynarız bilemiyorum ama ben, yıllar sonra 5 Ekim 2014, Sinan Erdem Spor
Salonu veya hentbolda seyirci rekoru denildiğinde, sahadaki Beşiktaş Mogaz
Hentbol-KIF Koldıng Kobenhavn maçını, tribündeki 6000 karakartalı hatırlayacağım
ve şunu diyeceğim. “Ben de oradaydım.”