Zeynur Pehlivan; Beden Eğitimi Öğretmeni, Milli Hentbolcu, Antrenör, Hentbol Yazarı; Eğitim Uzmanı, Milli Hentbolcu Zeki Pehlivan'ın Eşi; Lise Öğrencisi, Milli Hentbolcu Doruk Pehlivan'ın Annesi
  • Kaliteli Hentbol : Seyirci

    Türkiye de ki U20 Avrupa Erkekler Hentbol Şampiyonası esnasında Talant Dujshebaev ve Heiner Brand’la sohbet etme şansına sahip olmuş, Heiner Brand’a ise bir çok sorunun ...

  • Bir Hentbol Maçına Bunun için Gitmelisiniz..

    Pek çok spor dalı bir birine benzer özellikleri ve becerileri içerir. Bu becerilerin üst düzeyde uygulandığı sportif özelliklerde bu branşın güzelliklerini ortaya çıkarır....

  • Siyah Final

    Herkes tahmin eder, Erkekler Hentbol Süper Liginde Beşiktaş’ın final oynayacağını. Ve bu nedenle gözler diğer finaliste çevrilir. ...

16 Nisan 2017 Pazar

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde İç Anadolu’nun güzel şehri Eskişehir’de,  bir beyefendinin kendi yaptığı proje ile açılan bir fabrikadan nefis bir koku yayılmaya başlamış. Tavalardan yükselmeye başlayan  bu koku, bu tat Anadolu’da öyle sevilmiş, öyle tutulmuş ki, gel zaman git zaman bu lezzet  ilk olarak Kıbrıs’a, daha sonra da Asya, Avrupa derken tüm dünyaya dağılmaya, tüm dünya bu lezzet ile tanışmaya başlamış.

Gün gelmiş,  tavalarda pişen bu lezzetler çeşitlenmeye ve değişmeye başlamış. Çeşitlenen, değişen ve gelişen sadece tatlar değilmiş. Her yeni yıl insanları yeni bir lezzet ile tanıştıran  tavalı üretim sisteminden; Türk mühendislerin yaptığı yeni tesislere,  otomasyona ve otomatik tünel fırınlara geçiş yapılmış. 

                          


Bisküvi üretimi ile başlayan fabrikalarda; Petit Beurre, Finger, Kremalı, Sable, Bademli, Marie, Burçak, Çubuk Kraker, Cicibebe, Negro,  Popkek, Topkek, Turti, Tutku gibi çok değişik ürünler üretilmeye başlanmış.  İnsanların birçoğu  bu ürünlerle henüz tanışmamışken bile  ETİ, her yıl yeni bir tada daha imzasını atıyormuş, ismini yazdırıyormuş  ve derken birgün, çikolata fabrikası ile insanların karşısına çıkmış.

Lezzette ve hizmette sınır tanımayan bu beyefendi ve çalışanları, sadece sağlıklı insanları düşünmemişler.  Sosyal Sorumluluk projesi çerçevesinde Çölyak ve Fenilketonüri hastaları için “Pronot” üretmeye başlamışlar, piyasaya sunmuşlar ve bu yaptıkları ile Tüketiciye Saygı Ödülleri’nde “Yılın Firması” seçilmişler. 



2000’li yıllarda piyasaya sürdükleri Browni Gold’un üzerine görme engelliler tüketicilerinin de ürünü rahatlıkla tanıyabilmeleri için Braille Alfabesi kullanmışlar ve bundan dolayı birçok ödül almışlar.

Japon Planlı Bakım Enstitüsü tarafından Toplam Üretken Bakım uygulayan firmalara verilen “Mükemmel Fabrika” ödülünü almaya hak kazanmışlar.

200’ü aşkın ürün çeşidi ve Lezzet Uygarlığı ile, Rumeli ve Anadolu Hisarı Müzelerini de aydınlatmaya başlamışlar.


Ağızlarda bıraktıkları lezzet, insanlara sundukları hizmet ile de, dünyanın en prestijli ödüllerinden birisi olan, her yıl Japonya’da verilen “Mükemmellik Ödülü”nü almaya hak kazanmışlar.

Tüm bu lezzetleri bize sunan, Türkiye’yi dünyaya tanıtan  kişinin ismi neymiş, biliyor musunuz?
Adı Firuz, soyadı Kanatlı’ymış. Eskişehir’de herkes bu kişiyi, bu ismi, bu aileyi çok iyi tanır; Eskişehir için yaptıkları, Eskişehir’e katkıları, Eskişehir’i tanıttıkları, Eskişehir’liye  iş olanağı yarattıkları  ve dünyaya lezzet kattıkları için her defasında minnettarlıklarını belirtir, Firuz Kanatlı denildiğinde herkes büyük saygı ve sevgi duyarmış.
Fabrika’nın, keklerin, bisküvilerin, krakerlerin, ödüllerin, sporcuların giydiği formaların  önüne yazılan isim hep aynıymış.
Ve tabii ki; 
“Bir bilmecem var çocuklar!" denildiğinde de sadece çocuklar değil, hemen hemen herkes aynı şeyi söylermiş:
“ETİ, ETİ, ETİ!” dermiş.



1980’li yıllardan itibaren bu sesler spor salonlarından da yükselmeye başlamış. Çünkü ETİ, sadece fabrika kurmamış bir de Spor Kulübü kurarak spora ve gençlere de destek vermeye başlamış.  Birkaç branş varmış kulüpte ama bir hentbol takımı varmış ki; aynı keklerde, bisküvilerde, krakerlerde, çikolatalarda  yakaladığı başarıyı,  hentbolda da yakalamış ve ETİ ismini, ETİ gibi tüm Türkiye’ye, tüm Avrupa’ya duyurmuşlar. Birçok şampiyonluklar kazanmışlar ama,  bir başarı varmış ki, öyle böyle bir başarı değil, çok, çok büyük bir başarıymış.

Avrupa Kulüpler Kupası gibi en büyük kupada üçüncü olmuşlar. İsrail, İzlanda, Almanya takımlarını yenip İspanya’nın en büyüğü FC Barcelona ile yarı final oynamışlar. O tarihte henüz 15 yaşında olan hentbol için bu üçüncülük inanılası, ulaşılası, hayal edilesi bir başarı değilmiş.



Bu başarılar öyle büyük, öyle güzelmiş ki, 1991 yılından beri bu başarıya ETİ’den başka hiçbir Türk takımı ulaşamamış. Bu başarı hala hentboldaki en büyük başarı olarak  spor tarihi sayfalarındaki yerini koruyormuş. Yani ETİ; bisküvi markası olarak ödüller alırken, ETİ Bisküvileri Erkek Hentbol Takımı da hentbolda Türkiye’de almadık kupa bırakmıyor, Avrupa’da da ETİ sesleri yükseliyormuş. 

Sonra, uzun yıllar sonra,  günlerden birgün, 8 Nisan 2017 tarihinde tüm bu güzel insanlar, kurucular, emektarlar,  sporcular ETİ kültürü içinde büyümüş olan Ahmet Hikmet Türe başkanlığındaki ETİ Emeklileri Plaformunun hazırladığı geceye davet edilmişler, aynı yerde buluşmuşlar.

ETİ’ye ve hentbola aynı özenle, aynı sevgiyle uzun yıllar emek veren Ahmet Hikmet Türe ve arkadaşları aylarca çalışmışlar ve muhteşem bir gece düzenlemişler. ETİ’yi  var edenler, ETİ  fabrikalarını ilk kuranlar; makinaları ve lezzetleri  ilk yaratanlar; lezzetleri ilk tadanlar, lezzetleri  ilk ihraç edenler; ETİ’ye  en büyük başarıyı  kazandıran sporcular ve antrenörler, aynı yerde, aynı gecede toplanmışlar.

Hatta o geceye, eşini kaybetmiş olmanın üzüntüsüne rağmen Sayın Firuz Kanatlı da katılmış, onun salondan içeriye girdiğini gören tüm davetliler ayağa kalkmış ve kendisine olan saygılarını, sevgilerini, minnettarlıklarını doyasıya alkışlayarak teşekkür etmişler.


ETİ kültürü, ailesi  ve kalitesi  içinde yetişmiş olan gecedeki davetliler ise, işlerine gösterdiği özenin aynısını geceye de göstermişler. Dediklerine göre erkekler papyonları ile, kadınlar zerafetleri ile ışıl ışılmış.

O geceye özel olarak davet edilen efsane ETİ Bisküvileri Erkek Hentbol  takımı sırayla sahneye davet edilip alkışlanmış ve ödülleri verilmiş. Ayrıca inanır mısınız, Zeki Pehlivan’ın eşi olarak orada bulunan, hentbolu çok seven, ETİ’nin yeri onda ayrı olan, hentbolu unutturmamak için çabalar sarf eden Zeynur Pehlivan’ı bile unutmamış, hentbola verdiği emeği görmüş ve onu dahi ödüllendirmişler. 

ETİ Emeklileri Platformunun düzenlediği o gece; hanımların ellerine verdikleri çiçekler, tabakların üzerinde bekleyen çikolatalar ile; masalar, yemekler, şarkılar, danslar, Onuncu Yıl Marşının büyük bir coşku içinde hep birlikte söylenmesi ile; ay yıldızlı bayrağımız ve ETİ bayrağının birlikte dalgalanması  ile öyle güzelmiş,  öyle özelmiş ve  bu tablo  Sayın Firuz Kanatlı’yı öyle çok etkilenmiş, öyle çok duygulandırmış ki,  Platform başkanı Sayın Ahmet Hikmet Türe’yi yanına çağırıp, “Yaklaş! Alnından öpeceğim!” demiş ve Ahmet Hikmet beyi herkesin önünde alnından öpmüş. Bu davranıştan çok etkilenen Ahmet Türe ağlamamak için kendini zor tutmuş.

Hentbolda büyük başarıya imza atıp ETİ’yi, ETİ’ye yaraşırcasına ülkemizde ve yurtdışında temsil eden sporculara ödülleri verildikten sonra  sıra antrenöre verilecek ödüle gelindiğinde ise,  Sayın Firuz Kanatlı önce Sayın Günal Ensari’ye ödülünü vermiş ve daha sonra yaptığı konuşmada da, “Bir insan, geriye dönüp baktığında hayatında mutlu anıları ne kadar çoksa, o insan o kadar çok mutlu olmuştur. Sizlerde beni mutlu ettiniz. Sizde yaklaşın. Sizi de öpeceğim!” demiş ve Sayın Günal Ensari’yi de yanına çağırarak onu da Ahmet Hikmet Türe gibi öpmüş. Bu dakikalar;  o gecenin en duygulu, en güzel ve en anlamlı anları, görüntüleri olmuş.



Gece sona erip davetliler ayrılmak üzereyken; mükemmel bir gece organize eden Sayın Ahmet Hikmet Türe ve arkadaşlarına böyle güzel bir gece düzenledikleri için, emek, zaman verdikleri için, nezaketleri  için, bizleri, sporcuları unutmadıkları için;  şehir dışından gelen tüm misafirleri kendi otelinde konuk eden Sayın Ahmet Demir’e duyarlılığı, misafirperverliği için;  gece öncesi yapılan şehir turunda ve gece sonrası devam eden eğlencede sporcu arkadaşlarının hep yanında olan ETİ Bisküvileri Hentbol takımının Avrupa üçüncüsü olmasında büyük katkıları olan Eskişehir’in yetiştirdiği en iyi kalecilerden birisi olan Sayın Hüseyin Şenoğlu’na dostluğu, arkadaşlığı için çok çok teşekkürler edilmiş.

8 Nisan 2017 gecesi; ETİ ailesinin, ETİ’li sporcuların, ETİ’nin kurucusu çok sevgili, çok fazla değerli, çok fazla güven veren Sayın Firuz Kanatlı ile, ETİ ile, Eskişehir ile  yıllar sonra biraraya  gelindiği, sohbet ve teşekkürlerin edildiği; birçok konuda yaptığı işler ve hizmetlerle büyük saygınlık kazanan Sayın Firuz Kanatlı’ya olan minnettarlıkların belirtildiği unutulmaz bir gece olarak tarihe geçmiş.

Ve gece sonunda herkes; “İyi ki yolum ETİ’den geçti! İyi ki bu ailenin bir ferdiyim! İyi ki ETİ’nin formasını taşımışım!” gibi sözler sarf ederek ve “Bir bilmecem var çocuklar!”  diyerek, gülümseyerek çok mutlu ayrılmışlar.

                                                                                                                          Zeynur Pehlivan 
Posted by http://zeynurpehlivan.blogspot.com/ on 04:38  No comments »

Bookmark Us

Delicious Digg Facebook Favorites More Stumbleupon Twitter

Search