Zeynur Pehlivan; Beden Eğitimi Öğretmeni, Milli Hentbolcu, Antrenör, Hentbol Yazarı; Eğitim Uzmanı, Milli Hentbolcu Zeki Pehlivan'ın Eşi; Lise Öğrencisi, Milli Hentbolcu Doruk Pehlivan'ın Annesi
  • Kaliteli Hentbol : Seyirci

    Türkiye de ki U20 Avrupa Erkekler Hentbol Şampiyonası esnasında Talant Dujshebaev ve Heiner Brand’la sohbet etme şansına sahip olmuş, Heiner Brand’a ise bir çok sorunun ...

  • Bir Hentbol Maçına Bunun için Gitmelisiniz..

    Pek çok spor dalı bir birine benzer özellikleri ve becerileri içerir. Bu becerilerin üst düzeyde uygulandığı sportif özelliklerde bu branşın güzelliklerini ortaya çıkarır....

  • Siyah Final

    Herkes tahmin eder, Erkekler Hentbol Süper Liginde Beşiktaş’ın final oynayacağını. Ve bu nedenle gözler diğer finaliste çevrilir. ...

25 Şubat 2015 Çarşamba


Alanya ilk kez 1995 yılında tanışmıştı hentbolla… Ramazan Demirci’nin  Alanya’lı "Rüzgarın Kızı" sağ kanat Fatma Atilla ‘ya gönül vermesi ve evlenerek oraya yerleşmesinden kısa bir süre sonra..
İki hentbolcu ve iki hentbol aşığı, hentbol olmayan bir yerde yaşayabilir veya hentbol olmayan bir yerde durabilir miydi? Antrenör Derneği başkanı olarak zaten hentbolun içindeydi, ama bu yeterli değildi. Hemen okulları hentbolla tanıştırmaya başladılar. Ama Alanya çok sıcak,  tatil uzundu… Daha başka, daha farklı  şeyler yapmak gerekiyordu. İtalya’da ki Teramo kentinin görmüş ve aklında hep böyle bir organizasyonu Türkiye’de gerçekleştirmek vardı.
Şimdi tam sırasıydı. Alanya bunun için biçilmiş kaftandı. Ramazan Demirci, hemen bu düşüncesini uygulamaya koydu. Bunu yalnız gerçekleştirmesi mümkün değildi. Yardımcıları hazırdı. Hentbolu daha da ileri taşımak adına, o tarihlerde tüm zamanlarını hentbola  veren Kenan Öner, Vehbi İşgören, Yavuz Taşkıran, Sinan Öner ve şu an hatırlamadığım birçok hentbolseverle çalışmalara başlandı. Alanya Belediyesi Başkanı Cengiz Aydoğan, Serhat Bilgi başkanlığındaki Türkiye Hentbol Federasyonu ve Ramazan Demirci’nin  önderliğindeki Hentbol  Antrenörler  Derneğinin  ortaklaşa yaptıkları çalışmalar sonucunda   25-30 Haziran 1995 tarihinde ilk Alanya Açık Alan hentbol turnuvası düzenlendi. Yirmi beş takım katılmıştı bu ilk turnuvaya.

Her şey harika düşünülmüştü. Bu turnuvanın tek amacı,  çocukların hentbolu sevmesine, eğlenceli dakikalar geçirmesine ve tatilini unutulmaz şekilde yaşamasına yönelik olacaktı.
Turnuva Atatürk Anıtı önünden Parat Yürüyüşü ile başlardı. Tüm takımlar renkli görüntüler ve şarkılar eşliğinde, Alanya halkının alkışlarıyla Liman’a kadar yürürdü.
Sabah ve akşam yapılan müsabakalarda takımlar Damlataş Plajındaki  çim sahalarda, sıcağa aldırmadan keyifli saatler geçirirdi. Sonuç hiç önemli değildi, orada eğlenen, gülen, mutlu  çocukları görmek çok önemliydi.  Maçlar arasında eğlenceli oyunlara yer verilirdi. Çünkü turnuvanın sloganı “Bu turnuvanın  kaybedeni olmayacak” tı.
Maçtan sonra, Damlataş Plajından denize girilir, akşamda yine takımların ve hentbolcuların birlikte olabilecekleri yemekler organize edilirdi. Sahilde ateşler yakılır, etrafına oturan gençler şarkılar söylerdi. Dim Çayına gidilir, buz gibi suya atlanır harika zamanlar geçirilirdi. Antrenörlerin ve sporcuların hep birlikte olduğu, ama rekabetten uzak, sporun ve tatilin en güzel zamanlarıydı. Her geçen yıl daha da büyüdü. Yurdışından takımlar gelmeye başladı. Sahaların sayısı arttırıldı. Turnuva, tam Ramazan Demirci’nin istediği noktaya gelmişti ki… Ramazan Demirci aramızdan ayrıldı.
Bu yaz yirmincisi düzenlenecek olan bu  muhteşem turnuva, Alanya Ramazan Demirci Açık Alan Hentbol  Turnuvası olarak anılıyor. Evet bu turnuvaya ismi verildi, ama çocukların hentbolu sevmesine yönelik, çocukların çocuk olduklarını hatırladıkları bu güzel turnuvaya ve belki de Dünyanın en güzel tatil beldelerinden birisinde  yapılan bu organizasyona  gereken önem verilmedi.
Son birkaç yıldır maçlar Oba Stadında yapılıyor. Yan yana hazırlanmış çim sahalarda hentbol oynamak yine güzel. Ancak eski tadı ve görüntüsünden oldukça uzakta. Turnuvaya katılan takım sayıları gittikçe azalmış durumda. Ne etkinlikler, ne  yarışmalar yapılıyor, ne de eski özen gösteriliyor. Bu organizasyonun gerçekleşmesinde büyük katkıları olan Alanya Belediyesi ve Alanya Belediyesi Spor Müdürü Saim Kanlı bu turnuvaya ve hentbola her zaman destek olmaya devam etmektedir. Ancak her geçen gün eski amacından ve özelliğinden  uzaklaşan, özellikle küçük hentbolcuların büyük bir heyecanla bekledikleri bu turnuvaya gereken özen gösterilmezse, Alanya Ramazan Demirci Açık Alan Hentbol Turnuvası  yakın bir tarihte aklımızdan da, takvimlerden de  çıkacak gibi.  
Hiçbir branştaki küçük sporcunun görmediği, göremeyeceği güzellikteki bu turnuvayı düzenlenmesine öncülük eden Ramazan Demirci’ye teşekkürlerimi sunarken, böyle güzel bir turnuvanın eski canlılığına, eski amacına kavuşması ve yaşatılması  için gereken önemin verilmesini istiyorum.  Alanya Ramazan Demirci Açık Alan Hentbol Turnuvasının, bir Teramo gibi olmasını beklerken, bu güzel turnuva  tamamen yok olmasın… Böyle  güzel bir hentbol şenliği yok olmasın…



Posted by http://zeynurpehlivan.blogspot.com/ on 22:20 in    No comments »

4 Şubat 2015 Çarşamba


Yaşar Sevim’in aramızdan ayrılışının 5.yılında, 9 Şubat Pazar günü saat 11:00 da kabri başında onu sizlerle beraber anmak istiyoruz. Öğle namazına müteakip Gazi mah. Kuba camisinde mevlüt okutulacaktır.  Sevim Ailesi
Pehlivan ailesi olarak,  Sevim ailesinden bu mesajı her beş yıl alıyoruz. Yaşar Sevim Hocamızı kabri başında anmak için… Hentbolun kurucusunu anmak için… Onu hiç unutmadığımızı  ve unutmayacağımızı göstermek için… Yaşar Sevim Hocamızın hayatında olan insanlardan onunla ilgili güzel anıları duymak için…  Onsuz geçen beş yılda neler olmuş, neler yaşanmış, hatırlamak için…
Mezarlığa yaklaştığımda bir çiçekçide durdum. Bir de baktım  İsmail Hakkı Esemen geliyor. Önce beni tanımadı. Ama ben onu çok iyi tanıyordum. Hentbol Federasyonu ilk Genel Sekreteri… Tabii hemen 38 yıl öncesi hatırlandı. 38 yıl önceki hentbol ve 38 yıl önceki Yaşar Sevim… ve daha öncesi, basketbolcu Yaşar Sevim… futbolcu Yaşar Sevim… atlet Yaşar Sevim…
Mezarlığa yaklaştık.  Tanıdık yüzler… Spor camiasından, oyuncu ve eğitmeni olduğu basketboldan, üniversitelerden, yaşadığı sokaktan, ama en çok her şeyini verdiği hentboldan simalar vardı. Dualar edildi… Gülen yüzlü resminin olduğu kabristanının başında Yaşar Sevim anıldı.
Halen Ufuk Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyelerinden, eski milli basketbolcu ve antrenörü olan   Operatör Doktor Orhan Girgin ise,   Yaşar Sevim gibi yetenekli bir sporcunun antrenörlüğünü yapmaktan duyduğu büyük memnuniyeti ifade etti. “Sizler Yaşar Sevim’i,  bir “hentbol adamı” olarak anıyorsunuz. Ancak Yaşar Sevim, hentboldan önce çok iyi bir basketbolcuydu” dedi. Yaşar Sevim’in basketbol oynamaktan ne kadar zevk aldığını, çok yetenekli bir sporcu olduğunu ve her maçta en az 30-40 sayı kaydettiğinden bahsetti.
Bir dönem Çankaya Belediyesi’nde Başkan Yardımcılığı görevini yapan, Yaşar Sevim önderliğindeki  Çankaya Belediyesi Erkek Hentbol takımının zirvede olduğu zamanlarda bu ekipte yer alan avukat Mahmut Bayram da, hentbolun  bugünkü durumundan, bugün bulunduğu noktadan hiç memnun olmadığını belirtti ve “Sizleri Yaşar Sevim Hocama  şikayet ediyorum” dedi.
Çiçeklerimizi her tarafı çiçeklerle kaplı olan kabristanına bıraktık ve Yaşar Sevim Hocamızın  evine yöneldik… Plakasında hala YS  harflerinin bulunduğu Sevim ailesinin aracıyla birlikte…
Sevgili eşi Mahire Sevim,  Yaşar Sevim Hocamızın, atletizm de ne kadar başarılı,  futbolda nasıl yetenekli olduğunu, hatta Galatasaray Futbol Kulübüne çağrıldığını, ama futbolu sevmediğini anlatıyor. Yurt dışı sınavlarını kazanarak,  nasıl Almanya Köln Spor Akademisine gittiklerini… Yaşar Sevim’in orada nasıl başarılı olduğunu, hentbolla nasıl tanıştığını ve Türkiye’yi hentbolla nasıl tanıştırdığını…
Her sene Bursa’dan gelen, ilk milli takım kalecilerimizden Yüksel Yıldız abimizin anlattığı hikaye ise  o dönem hentbolu tanıtmak için yapılan çalışmalara çok güzel bir örnek.
Yıl 1978. İlk Genç ve Yıldız Erkek Milli Takım Gelişim Kampı. Kayhan Beyhan, Kazım Tekin ve Yüksel Yıldız’la birlikte,  bir Japon eğitimcininde ders verdiği bu kamp, Kayseri Talas da düzenlenir. Ağustos ayında yapılan ve birçok  ilden 3 ya da 4 yetenekli sporcunun katıldığı bu kamp, toplam 40 kişi ile başlar. Antrenman alanı çim sahasıdır ve aynı tarihlerde orada kampta olan Ümit Futbol Milli takım ile saha paylaşılmaktadır.
Hentbolu tanıtmak için büyük çaba sarf eden,  hentbolun ismini daha çok kişiye duyurmak için büyük emek veren,  gittikleri her yere “Hentbolu Seviyoruz” pankartlarını asan  eğitmenlerin aklına bir fikir gelir.  O sene başarılı bir sezon geçiren, bir sene sonra Süper Lige çıkmayı başaran Kayserispor Futbol takımının  sezon açılışı vardır. Bu hentbolun Kayseri halkına tanıtılması için büyük bir fırsattır. Hemen iletişimler ve çalışmalar başlar. Olumlu sonuçlanan bu girişimler neticesinde en fazla seyirci ile oynanan hentbol maçı orta alan kurulan hentbol sahası ile çim sahada gerçekleşir. Kayseride bulunan bir kumaş fabrikasından beyaz branda kumaşlar temin edilir. Orta saha çizgileri ölçü alınarak, eldeki uzun 10 cm’lik kumaşlarla ve başka yerlerden getirilen kalelerle nizami bir hentbol sahası oluşturulur.  Ayrıntılar dahi unutulmaz. Jimnastik salonlarından yedek oyuncuların oturması için banklar getirilir. Kimsenin bilmediği, ilk kez karşılaştığı bu spor dalının, bu sporun kurallarının ve nasıl oynandığının birisinin açıklaması gerekir. Futbol sahasındaki mikrofonun başına,  uzun yıllar hentbola hizmet eden, kısa bir süre Hentbol Federasyon başkanlığı görevini üstlenen, milli takım  ve kulüplerde antrenör olarak görev  yapan, o tarihlerde Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü Eğitim Daire Başkanlığı görevini yürüten Sedat Muratlı hocamız geçer. Maçın ilk dakikalarından itibaren, hentbol sporunda kullanılan malzeme, hakem  ve oyunun kuralları hakkında bilgi verilir. Seyircilerin bu spor dalını daha iyi anlamaları için kendi aralarında anlaşma yaparlar. Sporcuların bazı hareketleri yavaş çekimde yapmaları istenir. Çünkü bu esnada Sedat Muratlı hocamız  kuralları açıklamaktadır. Buldukları her fırsatı hentbol için kullanan ve o gün  Kayseri Stadında yer alan  bu  sporcular, o dönemin hentbol milli takımını oluşturan, uzun yıllar hentbolu başarıyla temsil eden  sporculardı.  Futbol karşılaşmasından 45 dakika önce oynanan bu hentbol maçı 20 dakika oynanır.
Geçmişte böyle emeklerin verildiği, böyle insanların yer aldığı, böyle çalışmaların yapıldığı hentbolun günümüzde de böyle çalışmalara ihtiyacı var.
Atletizm, futbol, basketbol ve hentbol… Atlet, futbolcu, basketbolcu ya da hentbolcu… Giyimi, davranışları, güleryüzü yani herşeyi ile bizlere örnek olan,  tam bir sporcu  kimliği taşıyan  Yaşar Sevim, bize çok şey bıraktı, bize çok şey öğretti, ama…


Posted by http://zeynurpehlivan.blogspot.com/ on 23:54 in    No comments »

Bookmark Us

Delicious Digg Facebook Favorites More Stumbleupon Twitter

Search