Zeynur Pehlivan; Beden Eğitimi Öğretmeni, Milli Hentbolcu, Antrenör, Hentbol Yazarı; Eğitim Uzmanı, Milli Hentbolcu Zeki Pehlivan'ın Eşi; Lise Öğrencisi, Milli Hentbolcu Doruk Pehlivan'ın Annesi

4 Eylül 2016 Pazar

Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümüne girdiğim yıllar.. Balkan Şampiyonasında derece yaptığımız için YÖK’ten bize üç üniversite tercihi yapabileceğimiz yazısı ulaşmıştı. Ben de hemen yanıbaşımdaki okulu, Gazi Üniversitesini tercih etmiştim. Sağlık işlemlerimizi, sicil raporlarımızı hazırlayıp başvuru için okula gitmiştim. Gidince de Yaşar Hocanın odasına uğramıştım. Oturup sohbet ederken  bir süre sonra, o sene ETİ Bisküileri takımına İzmir’den transfer olan, aynı zamanda Beden Eğitimi Bölümünü de kazanan Okan Halay girdi odaya..  
Merhabalar, nasılsınız faslından sonra, Yaşar Hoca o güzel gülümsemesi ve incitmeyen sözleri ile Okan’a; “Oğlum git, üzerine birşeyler giy! Burası İzmir değil! Üşüteceksin!” demişti. Belki Okan da bunu hatırlayacaktır. Okan’ın üzerinde gayet güzel şort ve tişört vardı, ama belli ki okula uygun değildi. Okan da aynı şekilde gülümseyerek “Tamam hocam!” cevabını vermişti.
Dün nefis bir Süper Kupa maçı izledim. Ardeşen GSK  ve Yenimahalle Belediyesi bayan takımları arasındaki mücadele tam olarak modern hentbol maçı gibiydi. Dinamik, süratli, az pas hatası yapan, çok gol, çok çekişme olan, kimin kazanacağı sonuna kadar belli olmayan.. Bu kadar güzel bir karşılaşmanın daha güzel bir salonda oynanması gerektiğini, ekranda duvarı görmekten memnun olmadığımı söylesem de bunları unutup maçın keyfini almaya başladım. Gerçekten büyük keyif aldım. Bir Yenimahalle Belediyesi öne geçiyor, bir Ardeşen GSK..  
Hele son anları.. Dört farkı yakalamış Yenimahalle Belediyesi ama Ardeşen GSK bırakmıyor, yakalıyor, öne geçiyor ve Süper Kupanın sahibi oluyor. 
İki tarafta ağlıyor. Biri, güçlü kadrosu ile lige hazır olan, son senelerin şampiyonu Yenimahalle Belediyesini yendiği için, diğeri son dört farklı üstünlüğü koruyamadıkları ve Süper Kupa’yı Ardeşen GSK'ya kaptırdıkları için..
Tam bir hentbol şöleniydi. Her iki takımı da tebrik ediyorum. Ama.. Ama.. Söylemeden, yazmadan edemeyeceğim. Her iki takım kupa töreni için hazırlanırken, Ardeşen kızları sevinçten uçup Yenimahalle’li kızlar bu olanları izlerken Ali İhsan hoca geldi ekrana.
O da ne! Siyah bir tişört giymiş ve tişörtün  üzerinde “No! Sikinti” yazıyor. Gözlerime inanamadım. Maç boyunca heyecanını, isteğini takıma yansıtıp ilk kez çıktığı büyük bir sınavdan başarılı bir şekilde geçen bir hocanın, teknik adamın üzerinde böyle bir yazı gördüğüme inanamadım. "Bu nedir böyle!" dedim.  
Yanlış bir şey mi görüyorum, yanlış birşey mi düşünüyorum acaba! dedim kendi kendime..  Ergin Ataman’ı,  Obradovic’i, Ufuk Sarıca’yı, hatta sahadaki bir oyuncu gibi oyunu coşkulu yaşayan çılgın Guidetti’yi, böyle bir tişörtle hayal etmeye çalıştım.   

"Yok ya! dedim. "Bu insanlar Süper Kupaya böyle bir tişörtle çıkmaz!" dedim. "Mümkün değil!" dedim. Kulüpleri, antrenörleri, hatta Federasyon başkanları izin vermez, kupa töreninde bile olsa “Binlerce kişi bizi, hentbolu seyrediyor. Git üzerindeki tişörtü değiştir! Daha düzgün bir tişört giy ve gel! Sen büyük bir camiayı temsil ediyorsun!” derlerdi, derdim. 
Bakın! Şöyle bir mizahi tişörtle çıksaydı anlardım. Her Beşiktaş galibiyetinden sonra, sosyal medyada dolaşan Bizimkiler dizisindeki Cemil karakterinin camdan bağırarak “Sevim koş! Ardeşen Yenimahalleyi yine yenmiş!” denilse o yazıda onu anlardım ve de çok hoş olurdu. Bir alıntı, bir akıl, bir espri var! derdim ama bu yazıyı hiç anlamadım. Şart mıydı, gerekli miydi böyle bir tişörtle çıkmak! 
Dün bunları, bu güzel hentbolun ve kupanın tadını kaçırmak için yazmadım ama.. Yapmayın arkadaşlar ya! Hentbolu bu kadar ayaklar altına almayın! Sporu, antrenörlüğü, kupa sevincini bu kadar basitleştirmeyin, kalitesizleştirmeyin! Sevinmek, kazanmak, “Ben yaptım!” demek güzel ama bir antrenörün, bir teknik adamın,  bir  duruşu, bir hırsı, bir görünüşü, bir inandırıcılığı, bir güvenirliliği vardır, olması gerekir.
Ali İhsan hocada da bunlar var ki, henüz ilk antrenörlük deneyiminde böylesine  büyük bir  kupayı kazandı ancak yalvarırım yaptığınız herşeyi düşünerek yapın,  giydiğiniz herşeyi düşünerek giyin!  Binlerce kişi sizleri, hentbolu izliyor. Bu fotoğraflar arşivlik fotoğraflar. Yıllar sonra bu fotoğrafa baktığımızda ilk gözümüze çarpan "No! Sikinti!" yazısı olacak. Ne olur yapmayın! Ne olur bundan sonra yapmayın! Lütfen! Süper Kupa kazanan büyük bir takım antrenörünün üzerinde böyle bir tişört olmamalı ya! Keşke Dursun Yaşaroğlu bey gibi "Nerde kalmıştık!" falan deseydiniz! 
Kalite, kalite, kalite derken bunları diyoruz. Bir antrenör her yerde, her şekilde  örnek davranış içinde bulunmalı.. Diğer branşlarda değil de bu tür şeyleri hep hentbolda görmek inanın benim canımı fazlasıyla incitiyor. Ne güzel bir maç seyretmişiz, şart mıydı yani öyle bir tişört giyip ekranlara çıkmak.
Üzülüyorum ve kahroluyorum. Lütfen, lütfen, lütfen! Ne olur birşeyi  herşeyi ile düzgün yapın! Herşeyi ile.. Ne olur! "No! Sikinti!" yazıyor o tişörtte ama hentbolda yeterince sıkıntı var. Bu tür şeylerde bunlardan birisi. Ne olur artık bunlara bir son verin! Ne olur oyuna, hentbola, rakibe saygı gösterin! 

Bu duygularımı bir kenara bırakırsak.. Bu yazdıklarım ötesinde harika bir izledim. Ardeşen GSK ve Yenimahalle Belediyesi mükemmel bir takım kurmuşlar. Dünkü mücadele nefis bir mücadeleydi. Bu sene bu iki takımı seyretmek gerçekten çok hoş olacak. Bu düşüncelerimi belirttikten sonra her iki takıma ve diğer tüm takımlara başarılar dilerim. Umarım her maç son görüntüler hariç, dünkü gibi güzel mücadelelere sahne olur.
Posted by http://zeynurpehlivan.blogspot.com/ on 23:01  No comments »

0 yorum:

Yorum Gönder

Bookmark Us

Delicious Digg Facebook Favorites More Stumbleupon Twitter

Search