Dün korkunç bir uçak kazası yaşandı. Sabahın erken saatlerinde hepimiz şok olduk. Daha önce yaşanan uçak kazalarında mucizevi bir şekilde kurtalanlar gibi kurtulanlar olsun istedik! Bir mucize bekledik!
Evet bir mucize gerçekleşti. Beş kişi kurtarıldı. İçlerinde futbolcu olanlar da vardı. Ama daha sonra bu kurtulanlardan bir tanesin hayata uçakta değil, hastanede veda ettiğini öğrendik. Maalesef mucizenin gücü sadece dört kişiye yetti. Peki, uçakta birçok meslekten, birçok ülkeden insanlar hayatını kaybetmişken biz neden sadece Chapecounse futbol takımını konuşuyoruz, hiç sordunuz mu kendinize?
Chapecounse’nin kulüp tarihindeki en önemli maçına gittiğinden bahsediliyor! Chapecounse kalecisi için “Eğer o kritik atışı kurtarmamış olsaydı, Chapecounse takımı şimdi o uçakta olmayacaktı.” deniliyor!
Attığı goller, soyunma odasındaki sevinçleri, tarihi finale giderken geçtikleri pasaport kontrolü ve hayatlarını vereceklerini bilmeden bindikleri ve ölüme gülerek poz verdikleri, o sonradan paramparça olmuş olan uçağın içindeki futbolcuların görüntüleri…
Uçakta hayatlarını kaybeden her hayat, mutlaka futbolcular kadar değerli ve futbolcular kadar önemli insanlardır. Onlar da futbolcular gibi insandır. Onlar da birer candır. Ve onların da hayatları aynı şekilde, aynı uçakta son buldu.
Ama biz neden hep sadece bir kulüpten ve sadece futbolculardan bahsediyoruz!
İşte sporun gücü burada! Aynı anda hayata göz yuman diğer insanların da hikayeleri vardır ve biz bunu zaman içinde öğreneceğiz, ama futbol öyle mi, futbol takımı, futbol kulübü öyle mi!
Belki bir sporcu olduğumuz için, belki sporcunun neler yaşadığını iyi bildiğimiz için aklımıza ve dilimize hep Chapecounse takımı geliyor. Ama bir de şöyle düşünün! 1973 yılında kurulan bir kulüp; kaç sporcuya hizmet etmiş, kaç çocuğa takım ruhunu, takım birlikteliğini öğretmiş, kaç çocuğa Chapecounse formasını giydirmiş, Brezilya gibi bir ülkede kaç çocuğu sokaktan kurtarmış, ait olduğu yerin sokak değil, Chapecounse tesisleri olduğunu hissettirmiş, kaç çocuğa bir yuva, bir adres, bir ev olmuştur?
Sporun gücü bu zaten! Aslında sadece bu da değil! Bu çocukları, gençleri seyretmek için kaç taraftarı stadyumlara çekmiş, kaç Brezilyalıyı Chapecounse’li yapmıştır?
Diğer taraftan, spor yapmak, sporcu olmak ne kadar zordur biliyor musunuz? Sizler sadece arabalara binen, lüks lokantalarda yemek yiyen, her taraftarla selfie çektiren insanlar olduğunu zannediyorsunuz değil mi?
Ama sporculuk o değil! Sporculuk bambaşka bir şey! Hem fiziksel, hem zihinsel olarak hep hazır olmak demek! Televizyon seyrederken ertesi günkü maçı oynamak, ekrandaki filmde kendini, rakibini görmek, mutfağa giderken bir kafa golu atıyormuş gibi yapmak, tüm gün sessizliğe bürünmek ve maçın o heyecanıyla gözünü hiç kapayamamak demek!
Malzemelerini alıp, sırtına çantasını geçirip evden çıktığında, kulaklığını takıp dünyadan arındığında, o an maçı oynamaya başlamış olmak demek!
Sessiz ve ıssız soyunma odasına girip tek başına takım arkadaşlarını beklemek, gelen her takım arkadaşı ile selamlaşmak ve aynı duyguların onda da olduğunu, onun da gözüne hiç uyku girmediğini görmek demek!
Sahaya çıkıp, tüm yıl, tüm antrenman, tüm taktikleri uygulamaya çalışırken; elinden geleni, sporun gerekliliğini yerine getirmeye, takımını en iyi şekilde temsil etmeye çalışırken; bazen alkış, bazen yuhalama, bazen pet şişesine, bazen; bazen rakip, bazen hakem, bazen küfür, bazen tekme, bazen sakatlıklara maruz kalmak demek!
Bunlar inanın sporun en güzel tarafları… Kazanınca birlikte yerlere yatmak, bir penaltı çıksın diye kolkola girip dua etmek, hep birlikte taraftarı alkışlamak, aynı şarkıyı taraftarla birlikte söylemek, kazanınca da, kaybedince de bir yumruk olmak!
Biz hep futbolu ve futbolcuları konuşuyorsak, bu kadar insana farklı duygular, farklı anlar, inanılmaz hikayeler yaşattıkları içindir!
Ancak hikayeler hep sahada kalmaz hep sahada olmaz sporda! Sporun acı tarafı işte bu! Hep birlikte finale giderken hep birlikte ölüme gitmek, ikiz bebek taşıyan eşinin kaza geçirdiği anda yanında olamamak demek! Dün uçak kazasından bahsederken Çaykur Rizesporun futbolcusu Leonard Kweuke’nin, Amerika Birleşik Devletlerinde yaşayan ve 8 aylık ikiz bebeklerini taşıyan eşinin hayatını kaybettiğini öğrendik!
Gerçekten çok acı… Tarihinde ilk kez final oynamak için yola çıkmış olan bir futbol takımı bir uçak kazasında; bir futbolcunun henüz anne karnında olan ikiz çocukları da bir trafik kazasında yok oluyor!
Sporculuk işte bu anlarda çok, ama çok zor… Eşinin kaza anında yanında olamıyorsun! Böyle, öyle çok hikayeler vardır ki spor dünyasında… Çocuğunun doğumunda eşinin yanında değil, maçta olursun! Anne veya babanın hastalığında, veya vefatında yanında değil, sahada olursun! Çocuğunun büyüdüğünü, mezun olduğu günleri göremezsin! Ailenin, çocuklarının tüm geleceğini, sorumluluğunu eşine, ailene bırakıp deplasmana, kampa gidersin!
Hergün antrenmanda veya maçta olması, her hafta başka bir deplasmanda olması, her an sevdiklerinden uzak olması… Sporculuk ne kadar zordur biliyor musunuz? Kötü haberi ya antrenmanda, ya maç sonrasında alırsın! Anne, baba veya çocuk acısına rağmen sahaya çıkıp top oynarsın! İçin kan ağlar, dışından ter damlar! Bunları yaşarken sahada olmanın, oyun oynamanın ne kadar zor olduğunu düşünebiliyor musunuz? Onların neler yaşadığını bilmeden bizler hep iyi oynasınlar istiyoruz değil mi? Siz kötü durumdayken iyi bir iş performansı sergiliyor musunuz? Cevabınızı duyabiliyorum.
Ancak bugün bunların tam tersi oldu. Kweuke eşinin yanına gidemiyor, hayatlarını sahada değil, uçakta kaybeden futbolcuların aileleri, eşleri, çocukları, her zaman takımlarının yanında olan taraftarları da, ölüm anlarında sporcuların yanlarında olamıyor!
Hayat sen nasıl bir şeysin! Spor sen nasıl bir hayatsın!
İşte biz sporcular bu hikayeleri bildiğimiz, gördüğümüz ve bu duyguları yaşadığımız için daha çok futbolcuları konuşuyoruz! Bu ve bunun gibi hikayeleri, kulüpleri, sporcuları bildiğimiz ve bazen de biz deplasmana giderken bu tür ciddi kazalar atlattığımız için daha çok Chapecounse takımını konuşuyoruz. Sahaya çıkıp oynayan, alkışlanan, haklarında kötü sözler söylenilen, haklarında her türlü şeyler yazılan, ama içlerinde neler yaşadığını bilmediğimiz bu insanlar için üzülüyoruz.
Aynı soyadı taşıyan bir aile nasıl bir trafik kazasında yok oluyorsa öyle yok oldu Chapecounse takımı… Doğması, ayağa kalkması, neslini tekrar devam ettirmesi zaman alacak!
Ya Kweuke! Bir sonraki maça nasıl çıkacak! Yaşadığı duygularını kim bilebilir, kim yaşamak ister!
Ya bundan sonra ki Chapecounse! Yeni takım, yeni oyuncular neler hissedecek dersiniz!
Allah kimselere, hiçbir kulübe, hiçbir ülkeye böyle acılar, böyle kazalar yaşatmasın!
Acı, gerçekten büyük acı... Ama birşey var ki, sadece biz sporcular değil, hiçbirimiz, gülerek finale giden, soyunma odasında şarkılar söyleyen, uçakta gördüğümüz son görüntüleri ile hatırlayacağımız, “Büyük Yeşil” “Batı’nın Kasırgası” lakaplı bu güzel insanları hiç unutmayacağız.
Ne garip tesadüftür ki kulübün renklerinde yine yeşil olan, Rizespor'lu Kweuke'nin belki de ismi konulmuş olan çocuklarını hiç unutmayacağız.
“Spor; hayatın ta kendisidir.”deriz. Ne kadar doğru, ne kadar gerçek ve ne kadar acı olduğunu bir kez daha gördük. Sevinçlerini, sevdiklerini, bir daha oynayamayacakları sahalarını; bir daha göremeyecekleri sevgililerini, ailelerini, memleketlerini; kazanıp kazanmayacaklarını hiç bilemeyeceğimiz final maçını ve finalden sonra neler olacağını; yine öyle bir sevinç tablosu görüp göremeyeceğimizi, ellerinde kupa olup olmayacağını hiç bilemeyeceğiz, göremeyeceğiz. Keşke biz bunları bilmesek görmesek de, onlar görebilselerdi!
Biz bu takımı hiç unutmayacağız. Bu takımı ve bir ay sonra dünyalar onun olacak olan ama bir anda dünyası başına yıkılan Kweuke'nin acılarını içimizde hissediyoruz. Chapecounse takımını ve sporcularını, uçak kazalarında hayatlarını kaybeden diğer takımlarla; Torino, Manchester United, Zambiya Milli takımıyla birlikte saygıyla hatırlayacağız, acıyla anacağız.
Mekanınız; renkleriniz gibi, cennet gibi yeşil-beyaz olsun Chapecounse futbolcuları. Sizleri seyretmeye gelen insanların ve artık sessizliğe bürünen stadyumunuzun ışıkları içinde uyuyun!
#Chapecounse #UEFA #Brasil #Football #Rizespor #ÇaykurRizespor #Kweuke
0 yorum:
Yorum Gönder