Zeynur Pehlivan; Beden Eğitimi Öğretmeni, Milli Hentbolcu, Antrenör, Hentbol Yazarı; Eğitim Uzmanı, Milli Hentbolcu Zeki Pehlivan'ın Eşi; Lise Öğrencisi, Milli Hentbolcu Doruk Pehlivan'ın Annesi

7 Ekim 2017 Cumartesi


Hentbolda ilk dev takımları gördüğüm zamanları hatırlıyorum da! Ne yıllardı ama! 

1990-1991 sezonuydu. Eskişehir Eti Bisküileri Hentbol takımı bir önceki sezon Erkekler Deplasmanlı Liginde şampiyon olmuş ve Türkiye’yi Şampiyon Kulüpler Kupasında temsil ediyordu.

İlk turda İsrail, ikinci turda İzlanda derken, üçüncü turda inanılmaz ama gerçek, hentbol tarihinde bir ilk olan, Almanya gibi büyük bir hentbol ülkesinin en büyüğü olan bir takımı, Grosswallstadt’ı yeniyor ve yarı finale kalıyordu. Açıkcası bizler daha İzlanda’yı bile nasıl yendiğimize inanamazken ardından gelen bir Almanya galibiyeti hentbol camiasında büyük bir sevinç ve ümit yaratmıştı. Hentbolu güzel günler bekliyordu. 


Of of offff! O günleri hatırlıyorum da! Bir öne geçiyorsun, bir farkı yakalıyorsun! Bir turu geçecek avantajı yakalıyorsun, bir turu kaybedecek skoru! Bir üzülüyorsun, bir heyecandan yerinde oturamıyorsun! Bir yanındakine bir sahadakine sarılıyorsun! İnanılmazgerçekten inanılmaz günlerdi hentbol adına! Burada yeri gelmişken bu güzel ve hiçbir zaman unutulmayacak günleri bizlere ve hentbola yaşatan rahmetli Yaşar Sevim hocamızı rahmet ve şükranla bir kez daha anıyorum. 


Ve son, yarı final maçında Barcelona ile karşılaşmıştı Eti Bisküileri hentbol takımı. Tabii o maçlara kadar, “No pain no gain!” inancıyla mücadele eden Eti, bu maçta birkaç oyuncudan yoksun olarak Barcelona karşısına çıkmış ve her iki maç da kaybetmişti. 


Ama bizler çok mutluyduk. Yabancı oyuncu olmadan, bir zamanların en muhteşem, kendi ülkesinde yılın sporcusu seçilen Veselin Vuyovic gibi efsane oyuncularla dolu dünyanın en büyük kulüplerinden Barcelona ile mücadele ediyordu.  Halis muhlis Türk kanıyla sahada yer almıştı ETİ. 

Gelinen, gidilen, varılan, yol o kadar güzeldi ki! Yaşanan, yaşatılan duygular o kadar farklıydı ki! Ama buraya kadardı. Buraya kadardı! Çünkü gücümüz buraya kadar yetebiliyordu. İki farklı yüzyılda kurulmuş kulüplerden bahsediyoruz! Olacaktı o kadar! Bizim için Barcelona ile yarı finalde karşılaşmak Dünya Şampiyonluğu kadar önemli bir başarıydı. Sanırım biz kupayı alsak da aynı sevinci yaşayacaktık! 


Bugün bu şampiyonada Beşiktaş Mogaz temsil ediyor ülkemizi. Ama 1991 yılından bugüne o kadar çok şey değişti ki hentbolda!


Kurallar değişti. Artık hentbol “İstediğin kadar hücumda kalabileceğin bir spor dalı değil!”, diyerek hücuma gol atmaya yönelik hiçbir girişimde bulunmadığın anlaşıldığı anda top el değiştiriliyor. Artık gol attıktan sonra aheste aheste kendi kale alanındaki yerine dönemiyorsun. Attıktan sonra sevinmeye bile zaman yok artık hentbolda. Çünkü artık hızlı santra denilen bir kural var ve top başlama çizgisine gelir gelmez hiçbir oyuncuyu beklemeden oyun başlatılıyor. Artık hentbol hücumda altı kişiyle oynanmıyor, kaleci kalesinde rakip takımı beklemiyor. Kaleciler kaleyi boş bırakıp kenar çizgisine gelerek yerine başka bir oyuncunun girmesiyle 6’ya 7 hücum edilebiliyor ve kale boş bırakılarak riskler alınabiliyor.


Bunun içinde artık hentbolun; her zamankinden daha hızlı, her zamankinden daha kuvvetli, her zamankinden daha becerikli, daha yetenekli, her zamankinden daha kısa sürede doğru kararlar verebilen teknik heyet ve oyuncu grubuna sahip olması gerekiyor. Artık günümüz hentbolu bir satranç akılcılığında ama bir motor yarışı hızında ya da bir buz hokeyi gibi büyük bir hızda oynanıyor.

İşte gelmek istediğim nokta burasıydı. İşte biz maalesef bu noktada, modern hentbol dediğimiz noktada hentboldan koptuk. Her ülke bu değişime çabuk adapte olurken biz çok gerilerde kaldık ve çok uzaklaştık. Biz 1991 yılındaki hentbolda kaldık ve bir daha öyle mücadeleler göremedik. 


Haksızlık etmeyelim. Statü değişikliği ile Kulüpler Şampiyonası adı altında oynanan ama artık  FinalFour adını alan ve dörtlü final şeklinde yapılan bu organizasyonun grup maçlarına kalarak büyük mücadele veren Beşiktaş Mogaz’ın hakkını verelim. Bize çok büyük takımlar seyrettirdi… Ama Beşiktaş Mogaz bile sekiz yabancı oyuncu ile bu gruplarda mücadele ederken maalesef bu aşamada takılıp kalıyoruz. Daha da tuhafı, daha oraya gelmeden Süper Ligimizdeki hiçbir ekip henüz Beşiktaş Mogaz ile mücadele edemiyor, ya da etmek istemiyor.   


Yaklaşık 10 senedir Süper Ligin şampiyonu daha oynanmadan bellidir ve bu durum, hentbol erkeklerdeki şampiyonun kabulleniş  durumu, hiçbir takımın Beşiktaş Mogaz ile mücadele edecek bir takım yaratamamış olması hentbola, hentbolseverlere rekabeti unutturmuştur. 

Bugün Türk hentbolu ile FinalFour’da oynanan hentbol ve atmosfer arasında Ağrı Dağı kadar fark vardır. İlk sekiz takım arasına girmek bile neredeyse ulaşılmaz oldu bizim için. Ligimizdeki her takım yabancı oyuncu ağırlıklı mücadele etmesine rağmen hentbolda bir türlü 80’li yıllarda yakaladığımız ivmeyi, yakalamayı bırakın, yaklaşamıyoruz bile.. Çünkü oynanan oyun artık keyif vermiyor, kendi oyuncumuzu göremiyoruz. Kalite bir hayli düşmüş durumda. Maçlar dışında hiçbir etkinlik yapılmıyor, seyirci gelmek istemiyor ve en önemlisi alt yapıya önem verilmediği için çok az sayıda yetenekli genç oyuncular görebiliyoruz. 


Velüx EHF Şampiyonlar Ligi FinalFour’da biletler bir sene önceden satışa çıkıp binlerce insan gişe önlerinde sıra beklerken bizler Süper Ligimizdeki oynanan maçlara seyirci gelsin istiyoruz, bekliyoruz.

Ben hentbol hakkında çok şey yazarım ama sizlere tavsiyem, yukarıda bahsettiğim Velüx Şampiyonlar Liginden bir maç seyretmeniz. Ben sürekli “Hentbol Güzeldir!” derken oradaki muhteşem hentboldan bahsediyorum. Bütün isteğim orada oynanan hentbola yakın bir hentbol görmektir. Bütün isteğim oradaki hentbolu bilen binlerce insan gibi burada da binlerce insanın hentbolu bilmesi, sevmesi, izlemesidir.


Ama bizlerden önce Şampiyonlar Liginde oynanan Modern Hentbolun, Süper Ligimizde oynanan hentbolumuza şu soruyu sorması gerekiyor!

Biz aynı branş mıyız! Ya da sadece isim benzerliği mi!


Zeynur PEHLİVAN

 

 

 

 


Posted by http://zeynurpehlivan.blogspot.com/ on 09:48  No comments »

0 yorum:

Yorum Gönder

Bookmark Us

Delicious Digg Facebook Favorites More Stumbleupon Twitter

Search