Zeynur Pehlivan; Beden Eğitimi Öğretmeni, Milli Hentbolcu, Antrenör, Hentbol Yazarı; Eğitim Uzmanı, Milli Hentbolcu Zeki Pehlivan'ın Eşi; Lise Öğrencisi, Milli Hentbolcu Doruk Pehlivan'ın Annesi

24 Temmuz 2017 Pazartesi

Canım ülkem her yönüyle öyle zengin, öyle güzel bir ülkedir ki, bu güzellikler, bu zenginlikler saymakla ve yazmakla bitmez! ! Sadece coğrafi konumu, denizleri, dağları, ırmakları ile değil; her bir kıyafette başka bir insan, her insanda başka bir dil, her evde başka bir gelenek, her bahçede başka bir koku, her toprakta başka bir cevher, her tencerede başka bir lezzet barındırır.

 

Çok önemli medeniyetler, çok çeşitli kültürler, çok büyük insanlar, çok renkli hayatlar bulundurur içinde. Toprağın altıda, toprağın üstüde aynı zenginliktedir. Her canlıya her insana, her mevsime her iklime, her dokuya her kokuya, her ağaca her kuşa, her müziğe her şarkıya, her yeşile her maviye kucak açmıştır güzel ülkem. 


Bu zenginliklerden, bu güzelliklerden, bu renklerden bir tanesi de Çerkes halkıdır. Yaşam tarzları, kılık kıyafetleri, yemekleri, oyunları, düğünleri, duruşları, özgürlükleri, kadına verdikleri değer, büyüklerine gösterdikleri saygı ile çok farklıdırlar.


                                


8 Temmuz 2017 günü, Eskişehir Anadolu Üniversitesi 2 Eylül Kampüsü Spor Salonunda saat 19:30’da düzenlenen gece tüm bu özelliklerin buluştuğu bir geceydi. Bu geceyse, 1967 yılında kurulan Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür Dayanışma Derneğinin 50. yıl kutlama etkinliği idi. 


1980’li yıllarda oynadığım bu dernekte yıllar geçtikten, yaşlar büyüdükten sonra tekrar biraraya gelip, aynı eşle tekrar seyirci karşısına çıkmak benim için gerçekten muhteşem bir anı oldu. Bu heyecan ile çalışmalar için Ankara’dan Eskişehir’e  gitmek ise benim için hiç zor olmadı. 


Eskişehirden uzaktım ama içinde büyüdüğüm, beni eğiten kültürden, büyüklerimden uzakta değildim. Bu nedenle “Eski ekibi topluyoruz. Gelir misin?” dediklerinde hemen “Evet!” dedim.  

Daha başlangıçta,  Eskişehir Garına indiğimde beni alacaklarını, çalışma sonralarında beni eve bırakacaklarını, beni gecenin geç vakti bile olsa yalnız bırakmayacaklarını önceden görerekbilerek gittim.


Sanki zaman hiç geçmemiş, sanki uzun yıllar değil, sadece birkaç gün geçmiş gibi devam eden dostluğumuza, kültürümüze, insanımıza güvenerek gittim. “Çünkü bizde adet böyledir!” diyerek gittim. 

Erkeklerde; oyunlara yansıttıkları karakterleri,  her zaman sergiledikleri dik duruşları, mertliğin her detayını, cesaretin en alasını,

Kadınlarda ise; zerafetin ve estetiğin en mükemmelini, hareketin ve kıyafetin en gösterişlisini,

Kadın ve erkeklerde; gençlik yıllarımızdaki gibi birlikte olmaktan mutlu olacağımızı, birlikte oynamaktan ve birlikte eğlenmekten keyif alacağımızı bilerek gittim.

Çocukların masumluğunu, gençliğin dinamizmini, büyüklerin tecrübelerini,

Oyunların coşkusunu, akordeon sesini içimde hissedeceğimi, ezgilerimizin de ruhuma, iliklerime, kulaklarıma iyi geleceğini bilerek gittim.




Erkek veya kadın, küçük veya büyük, her yaş grubundaki insanımızdan, dışarıdaprovalar veya oyunlar öncesinde, esnasında ve sonrasında birbirlerine verdikleri selamlaşmalar, her insan gördüklerinde ayağa kalkmalarda sonsuz saygıyı,

Küçücük bir çocuktan kocaman bir yetişkine, şirin bir kızdan sevimli bir erkeğe, güzel bir genç kızdan yakışıklı bir erkeğe kadar her boydaki insanla aynı sahnede yer alacağımı; bu sahnede birlik, beraberlik, dayanışma içerisinde, güzel bir aile gibi hareket eden insanlarımızı göreceğimi bilerek gittim.


Şimdiye kadar derneğe hizmet etmiş olan tüm başkanlara, bu etkinliğin gerçekleşmesinde katkıda bulunan tüm insanların hatırlanacağını, vefa gösterileceğini ve bu saygıdeğer insanlara plaketler verileceğini,

Bu başkanlardan en kıdemli olanının sahneye davet edilip “Kafe” oynayacağını bilerek ama en önemlisi de, 50 yıllık geçmişimizi, kültürümüzü, 50'li yaşlarımızda yaşamak ve yaşatmak için gittim. 


İyi ki de gittim! Gençlik yıllarımızdaki, bir çerkes düğünü için bir gencin kapımızı çalıp, "Kızınızı almaya geldim." sözündeki gibi kendimi büyük bir güven içerisinde hissedeceğimi, gece gündüz hep beraber eğlendiğimiz günlerdeki kadar eğleneceğimi, kaslarımın eski esnekliğini, kemiklerimin eski kuvvetini kaybetmiş olduğunu bilmeme rağmen bir mızıka sesi ile ayaklarımın harekete geçeceğini bilerek gittim. 




Herşey, ama herşey çok güzeldi. Küçük yaştaki çocukların ellerinden tutup birlikte sahneye çıkmak; binlerce kişinin önünde oynamak; gençliğin bütün enerjisini seslerinde, hareketlerinde gördüğüm delikanlı ve genç kızlarla olmak; insan olmanın en güzel örneklerini üzerinde taşıyan,  çok değerli saatlerini veren, bizlere sabrı, nezaketi, bilgisi ve görgüsü ile büyük örnek olan çok değerli hocamız Sayın Tekin Koçkar'la zaman geçirmek; bana her konuda yardımcı olan çok değerli ekip arkadaşlarımla beraber olmak çok güzel ve özeldi. Herşey, ama herşey benim için unutulmazdı. Tüm bu güzel anlar için, hepinize ayrı ayrı teşekkürler ediyorum. 


Yıllar sonra bana bu duyguları yaşatan, yıllar sonra bizleri tekrar buluşturan herkese teşekkür ediyorum. Her yaş grubundan insanı biraraya getirip böyle büyük bir organizasyonun düzenlenmesinde öncülük eden; bizi bizimle, bizi oyunlarımızla, müziklerimizle, bizi dostlarımızla buluşturan Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür Dayanışma Derneği Başkanı Sayın Cihan Ertok’a ve Yönetim Kurulu arkadaşlarına çok teşekkür ediyorum. 


İyi ki varsınız! İyi ki bu organizasyonu gerçekleştirdiniz! İyi ki bizleri de bu organizasyona dahil ettiniz! Eskişehir Kuzey Kafkas Kültür Dayanışma Derneğinin 50. yıl kutlamalarının mükemmel geçmesine emek veren herkese, eğitmenlere, müzisyenlere, sponsorlara, bu gösterinin görünmeyen kahramanlarına, bu gecede bizleri yalnız bırakmayan seyircilere ve tabii canım ekip arkadaşlarıma, Ankara’dan selam olsun. Hepinizi gösterinin sonundaki gibi ayakta alkışlıyor, tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Sağolunvarolun!


Zeynur Pehlivan 

 

 

 

Posted by http://zeynurpehlivan.blogspot.com/ on 08:41  No comments »

0 yorum:

Yorum Gönder

Bookmark Us

Delicious Digg Facebook Favorites More Stumbleupon Twitter

Search