Zeynur Pehlivan; Beden Eğitimi Öğretmeni, Milli Hentbolcu, Antrenör, Hentbol Yazarı; Eğitim Uzmanı, Milli Hentbolcu Zeki Pehlivan'ın Eşi; Lise Öğrencisi, Milli Hentbolcu Doruk Pehlivan'ın Annesi

4 Temmuz 2014 Cuma





Biz bir takımız

“Bir araya gelmek sadece bir başlangıçtır. Yan yana durmak bir ilerleme sayılabilir. Ama asıl başarı birlikte çalışmayı sağlamaktır.” Henry Ford
Hentbol bir takım oyunudur. Dayanışma, paylaşma, bir guruba ait olma, birlikte hareket etme, gibi birçok özellikleri içerir. Bazı oyuncuların güçlü, bazılarının hızlı, bazılarının uzun, bazı oyuncuların daha yetenekli, bazılarının ise  daha zeki  oldukları, kısaca farklı özelliklere sahip sporcuların yer aldığı bir takım sporudur. Amaç; farklı beceri, tutum, yetenek, bilgi, beceri ve karaktere  sahip olan bu insanlarla iyi bir takım oluşturmaktır.
İyi bir takım yaratmak ve başarı beklemek sadece sahadaki oyunla mümkün değildir. İyi bir takım yaratmak, iyi bir sonuç almak  ve saha içindeki oyunu daha da güzelleştirmek, en az saha içinde verilen emek kadar, saha dışında verilen emek ve  gösterilen ortak çaba ile mümkün olabilir. Belirlenen hedeflerle, bu hedeflere ulaşmak  için oluşturulan iyi bir ekiple, bu ekibin verdiği zaman ve mücadeleyle, tanıtımlarla, başarılarla ve  bunların sürekliliği ile  mümkün olabilir.
Bizler yani saha dışındaki insanlar, genellikle saha içinde gördüğümüz oyunla, performansla oyuncuları, oyunu, hentbolu değerlendiririz. Kim,  kaç  gol atmış, kaç pas hatası yapmış, kaç pas arası yapmış, kaç asist yapmış?  Başarıyı veya başarısızlığı bunlara göre değerlendiririz.
Avusturalya Açık Tenis Turnuvası yaklaşıyor. Orada da göreceksiniz ki, şampiyon olan bir tenisçi, önce kendi ekibine ve sonrasında medyaya,  sponsorlara, ailesine, her zaman yanlarında olan seyirciye teşekkür ederek bitirir  konuşmalarını. 
Formula 1 de  bile durum aynı. Pit stop’da sekiz on saniyelik bir zaman dilimi içerisinde aynı anda, hep birlikte yüksek bir performans gösterilmesi gerekir
Takım olmak demek, aynı anda hem  bir kişi, hem de bir bütün olmak demektir. Direksiyonda bir kişi, ama arkasında kocaman bir ekip.Tıpkı bir tenisçi ya da bir Formula 1 yarışçısı gibi.
Ekip çalışması, başarının en önemli anahtarlarından birisidir. Bir bütün olduğumuz zaman, kendi başımıza başarmayacağımız işleri başarır, tek başımıza ulaşamayacağımz hedeflere  ulaşırız. Hiç bir işin  tek başına başarılmayacağını biliyoruz. 
Hiçbir oyuncu  tek başına o golü atamadığına, hiçbir oyuncu tek başına o sahaya çıkamadığına, hiçbir antrenör  takımı olmadan  yedek bankında oturamadığına, hiçbir idareci o takım olmadan o sıfatı alamadığına, hiçbir gazeteci o takım olmadan o yazıyı yazamadığına veya hiçbir televizyon kanalı o takımlar olmadıkça  o yayını yapamadığına göre,  herhangi bir seyircide amaçsızca salona gelmediğine göre bizim birbirimize ihtiyacımız var. Bizim birlikte çalışmaya ihtiyacımız var.  Bunun içinde federasyonun,  hentbolu hak  ettiği yere taşımak istiyorsa,   sponsor, medya, kulüp,  yönetici, antrenör, sporcu, malzemecisi,  yani spor kavramının içinde yer alan tüm birimlerle iyi bir ekip çalışması yapması gerekir.
Saha dışında hentbolun tanıtımı aşamasında; hentbolhaber ve hentbolgazetesi çalışanlarının verdiği destek, bazı kulüplerin sponsorluk anlaşmaları,  birkaç kulübün sadece hentbola ait web sayfaları oluşturmaları,  çok az da olsa bazı süper lig maçlarının Ntvspor’dan yayınlanması, l.lig müsabakalarının Çay tv kanalıyla seyrediliyor olması, Antalyaspor gibi büyük bir camianın hentbolu seven bir seyirci gurubu yaratması, artık hentbolu Ardeşen de herkesin biliyor olması ve hatta bazı hentbolcuların kendi internet sayfalarından ya da twitter üzerinden hentbolu  sürekli gündemde tutmaları hentbol için güzel şeyler. 
Yeni bir yıla başlarken, bende Sayın Bilal Eyüpoğlu gibi 2014 yılının, 2013 yılından daha iyi olmasını arzu ediyorum. Ama bunlar için- daha öncede kullanmıştım yine kullanıcam-  çokdan  çok  daha  çok  çalışmamız gerekiyor. Saha içinde ve saha dışında.
Anne koyun  ile aslanın hikayesini bilirsiniz. Anne koyun, annesi avcılar tarafından avlanmış bir aslan yavrusunu kendi kuzusuyla birlikte emzirmeye başlar. Aslan büyüdükçe koyun gibi hareket etmeye başlar. Yalnız, kendisine süt emziren anne, devamlı olarak kendisinin kuzu değil, bir aslan yavrusu olduğunu, aslan gibi hareket etmesini söyler. Tabiatı gereği aslanlar gibi kükremeli, ormanda yaşayan tüm hayvanlara ne kadar güçlü olduğunu göstermelidir.. Bu sözleri duyan aslan, her seferinde ben aslan değil koyunum der. Anne koyun ise ne olur bir kere kükre, bak göreceksin herkes senin aslan olduğunu  anlayacak diye ısrar eder. Aslan anne koyunun hatırını kırmaz ve bir aslan gibi kükrer. Aslan kükrer kükremez ormandaki bütün hayvanlar ürker ve korkularından ne yapacaklarını şaşırırlar. Aslan da kendi çıkardığı sesi duyunca şaşırır ve annesine dönerek: ‘Meğer ben gerçekten aslanmışım’der.
Artık hentbolunda kükreme ve sesini diğerlerine duyurma zamanının geldiğini düşünüyorum.  Bu kadar sessizlik yeter. Artık hentbolun;  futboldan, basketboldan, voleyboldan çok daha güzel, çok daha dinamik,  güç ve  beceri isteyen ve tam da bize uygun  bir spor dalı olduğunu herkese duyurmanın zamanı geldiğini düşünüyorum.  Eğer hep birlikte hareket eder, hep birlikte çalışırsak daha çok ses çıkaracağımızı düşünüyorum.

2014 yılının, hentbolun en güzel, en başarılı, en unutulmaz yılı olması dileğiyle… 
Posted by http://zeynurpehlivan.blogspot.com/ on 10:10 in    No comments »

0 yorum:

Yorum Gönder

Bookmark Us

Delicious Digg Facebook Favorites More Stumbleupon Twitter

Search