Biz bir takımız
“Bir araya gelmek sadece bir
başlangıçtır. Yan yana durmak bir ilerleme sayılabilir. Ama asıl başarı
birlikte çalışmayı sağlamaktır.” Henry Ford
Hentbol bir takım oyunudur.
Dayanışma, paylaşma, bir guruba ait olma, birlikte hareket etme, gibi birçok
özellikleri içerir. Bazı oyuncuların güçlü, bazılarının hızlı, bazılarının
uzun, bazı oyuncuların daha yetenekli, bazılarının ise daha zeki
oldukları, kısaca farklı özelliklere sahip sporcuların yer aldığı bir
takım sporudur. Amaç; farklı beceri, tutum, yetenek, bilgi, beceri ve
karaktere sahip olan bu insanlarla iyi
bir takım oluşturmaktır.
İyi bir
takım yaratmak ve başarı beklemek sadece sahadaki oyunla mümkün değildir. İyi
bir takım yaratmak, iyi bir sonuç almak
ve saha içindeki oyunu daha da güzelleştirmek, en az saha içinde verilen
emek kadar, saha dışında verilen emek ve
gösterilen ortak çaba ile mümkün olabilir. Belirlenen hedeflerle, bu
hedeflere ulaşmak için oluşturulan iyi
bir ekiple, bu ekibin verdiği zaman ve mücadeleyle, tanıtımlarla, başarılarla
ve bunların sürekliliği ile mümkün olabilir.
Bizler yani saha dışındaki insanlar,
genellikle saha içinde gördüğümüz oyunla, performansla oyuncuları, oyunu,
hentbolu değerlendiririz. Kim, kaç gol atmış, kaç pas hatası yapmış, kaç pas
arası yapmış, kaç asist yapmış? Başarıyı
veya başarısızlığı bunlara göre değerlendiririz.
Avusturalya Açık Tenis Turnuvası
yaklaşıyor. Orada da göreceksiniz ki, şampiyon olan bir tenisçi, önce kendi
ekibine ve sonrasında medyaya,
sponsorlara, ailesine, her zaman yanlarında olan seyirciye teşekkür
ederek bitirir konuşmalarını.
Formula 1 de bile durum aynı. Pit stop’da sekiz on
saniyelik bir zaman dilimi içerisinde aynı anda, hep birlikte yüksek bir
performans gösterilmesi gerekir
Takım
olmak demek, aynı anda hem bir kişi, hem
de bir bütün olmak demektir. Direksiyonda bir kişi,
ama arkasında kocaman bir ekip.Tıpkı bir tenisçi ya da bir Formula 1 yarışçısı gibi.
Ekip
çalışması, başarının en önemli anahtarlarından birisidir. Bir bütün olduğumuz
zaman, kendi başımıza başarmayacağımız işleri başarır, tek başımıza
ulaşamayacağımz hedeflere ulaşırız. Hiç bir işin tek
başına başarılmayacağını biliyoruz.
Hiçbir oyuncu tek başına o golü atamadığına, hiçbir oyuncu
tek başına o sahaya çıkamadığına, hiçbir antrenör takımı olmadan yedek bankında oturamadığına, hiçbir idareci
o takım olmadan o sıfatı alamadığına, hiçbir gazeteci o takım olmadan o yazıyı
yazamadığına veya hiçbir televizyon kanalı o takımlar olmadıkça o yayını yapamadığına göre, herhangi bir seyircide amaçsızca salona
gelmediğine göre bizim birbirimize ihtiyacımız var. Bizim birlikte çalışmaya
ihtiyacımız var. Bunun içinde federasyonun, hentbolu hak
ettiği yere taşımak istiyorsa,
sponsor, medya, kulüp, yönetici,
antrenör, sporcu, malzemecisi, yani spor
kavramının içinde yer alan tüm birimlerle iyi bir ekip çalışması yapması
gerekir.
Saha dışında hentbolun tanıtımı
aşamasında; hentbolhaber ve hentbolgazetesi çalışanlarının verdiği destek, bazı
kulüplerin sponsorluk anlaşmaları,
birkaç kulübün sadece hentbola ait web sayfaları oluşturmaları, çok az da olsa bazı süper lig maçlarının
Ntvspor’dan yayınlanması, l.lig müsabakalarının Çay tv kanalıyla seyrediliyor
olması, Antalyaspor gibi büyük bir camianın hentbolu seven bir seyirci gurubu
yaratması, artık hentbolu Ardeşen de herkesin biliyor olması ve hatta bazı
hentbolcuların kendi internet sayfalarından ya da twitter üzerinden hentbolu sürekli gündemde tutmaları hentbol için güzel
şeyler.
Yeni bir yıla başlarken, bende Sayın
Bilal Eyüpoğlu gibi 2014 yılının, 2013 yılından daha iyi olmasını arzu
ediyorum. Ama bunlar için- daha öncede kullanmıştım yine kullanıcam- çokdan
çok daha çok
çalışmamız gerekiyor. Saha içinde ve saha dışında.
Anne koyun ile aslanın hikayesini bilirsiniz. Anne koyun, annesi avcılar tarafından avlanmış bir aslan
yavrusunu kendi kuzusuyla birlikte emzirmeye başlar. Aslan büyüdükçe koyun gibi
hareket etmeye başlar. Yalnız, kendisine süt emziren anne, devamlı olarak
kendisinin kuzu değil, bir aslan yavrusu olduğunu, aslan gibi hareket etmesini
söyler. Tabiatı gereği aslanlar gibi kükremeli, ormanda yaşayan tüm hayvanlara
ne kadar güçlü olduğunu göstermelidir.. Bu sözleri duyan aslan, her seferinde
ben aslan değil koyunum der. Anne koyun ise ne olur bir kere kükre, bak
göreceksin herkes senin aslan olduğunu
anlayacak diye ısrar eder. Aslan anne koyunun hatırını kırmaz ve bir
aslan gibi kükrer. Aslan kükrer kükremez ormandaki bütün hayvanlar ürker ve
korkularından ne yapacaklarını şaşırırlar. Aslan da kendi çıkardığı sesi
duyunca şaşırır ve annesine dönerek: ‘Meğer ben gerçekten aslanmışım’der.
Artık hentbolunda kükreme ve sesini diğerlerine
duyurma zamanının geldiğini düşünüyorum.
Bu kadar sessizlik yeter. Artık hentbolun; futboldan, basketboldan, voleyboldan çok daha
güzel, çok daha dinamik, güç ve beceri isteyen ve tam da bize uygun bir spor dalı olduğunu herkese duyurmanın
zamanı geldiğini düşünüyorum. Eğer hep
birlikte hareket eder, hep birlikte çalışırsak daha çok ses çıkaracağımızı
düşünüyorum.
2014 yılının, hentbolun en güzel, en başarılı,
en unutulmaz yılı olması dileğiyle…
0 yorum:
Yorum Gönder