Sanırım hiç kimse beklemiyordu bir günün
bukadar güzel, ağızlarda ve ruhlarda hoş bir tat bırakacağını. Kimse
düşünmüyordu, sonradan iyi ki gelmişim, seneye tekrar yapılsın, daha çok insan
katılsın, daha büyük bir yerde yapılsın ki daha nice gelmek isteyipte
gelemeyenler de varmış diye.
Geçen yıl da yapılmıştı bu yemek. Ama ozaman
daha küçük bir organizasyondu. İhtiyaç vardı aslında. Hentbolcülerin birbirine
görmeye, sohbet etmeye, anılarını tazelemeye imkan bulmak için bir bahaneye.
İşte fırsat buydu hepimiz için, tüm katılanlar için.
Teşekkürler Eskişehir. İsmen kimseye hitap
etmiyorum çünkü bu işi alınlarının akıyla başaran tüm Hentbol dostları
kendilerini biliyorlar. Gönül işiydi bu çünkü. Ne bir maddi beklenti vardı ne
de maddi olarak destekleyen. Sadece birbirlerini gönülden desteklemişlerdi
geçen yıldan cesaret alarak.
Eskişehirde yıllarca Hentbol oynamış, bir çok
ilki burada yaşamış ve hayatımın en anlamlı kişisi olan hayat arkadaşımı burada
bulmuş kişi olarak bir çok anı geçti gözümün önünden. Hele ki sahada rakip
olarak ya da takımdaş olarak yıllarca top oynadığım arkadaşlarımı, abilerimi
yine orada görünce bu keyif ikiye katlandı. Hentbolün geçmişine ve geleceğine
damga vurmuş, İstanbul, Ankara, Eskişehir, Trabzon ve bir çok ilden gelenlerin
de bu keyfi yaşadığını farkettim. Aslında ne kadar özlemişiz birbirimizi.
Yıllarca sahada amansız bir rakipken, saha dışında son derece centilmen ve dost
olan bu insanlar gerçekte bugün göremediğimiz çok önemli değerleri temsil
ediyordu. Camianın ihtiyacı olan kaynaşmayı, dostluğu ve başarıya olan özlemi
dile getiriyordu.
Gösteri maçında gözlemlediğim kadarıyla
herkes gençliğindeki oyun karakterini yine ortaya koyuyordu. Yıllar çoğunda bu
karakteri götürememiş, sadece biraz yavaşlatmıştı. Maç sonunda herkesin
kaynaşması ve trübünlerde bulunan ve Hentbolün çok önemli değerlerinin
bulunduğu bölümle olan kaynaşma ise ayrı bir anlam taşıyordu.
Akşam yemekte ise ayrı bir duygu seli ve
mutluluk vardı. Hentbolün geçmişine döndüren slayt gösterileri herkesi bir
duygu ve gözyaşı seline boğdu. Hepimiz duygularımızı birbirimizden gizliyorduk
ama hepimiz aynı durumdaydık. Nasıl olmayalım? Hepimizin zihni bir anda 25-30
yıl öncelerine döndü ve yaşantılar aklımıza geldi. Sevinçli, hüzünlü, başarılı,
başarısız yaşanan tüm olaylar ve bu olayları birlikte yaşadığımız insanlar
oradaydı. Sporcu, hakem, antrenör, idareci bu işte emeği olan herkes oradaydı.
Çok anlamlı konuşmalar yapıldı.
“Hatırlanmanın, bu işte ben de vardım bir zamanlar diyebilmenin önemi
vurgulandı.” “Bu oyuncuyu ben yetiştirmiştim, en üst
düzeyde yerini almış deyip, gururlanmak vardı.” Bir eğitmenin, bir antrenörün
ya da bir öğretmenin kişinin hayatında nasıl bir yön çizdiğinin önemi
vurgulandı.” “Bu takımların başında yöneticik yaptım, iyi ki yapmışım, dendi.”
Sevgili Günal hocamın eşiyle birlikte bu
akşamı onurlandırması çok önemliydi. Çünkü, Hentbolü bizlerle tanıştıran,
yaşatan ve bu ülkede Hentbolcüyüm diyen herkeste az veya çok emeği, katkısı olan
rahmetli Yaşar Sevim hocamızın da bir yadigarı bizlere. Yıllarca omuz omuza
çalışmış ve bizlere her yönüyle birçok katkı sağlamış birinin orada bizlerle
birlikte olması bence anlamlıydı.
Adana deyince akla tartışmasız tüm camianın
aklına gelen tek isin Kazım Tekin hocam. Uzun yıllar Hentbolün emekçisi olmuş,
herkese Adanayı sevdirmiş, deplasmanları adeta bir keyif haline getirmiş hocam,
iyi ki vardın.
Yıllarca üst düzeyde zor bir askeri görevi
sürdürmüş aynı zamanda da Hentbole katkı sağlamış değerli hakemlerimizden Temel
hocam ve O’nun değerli hakem eşi Kamil hocam da oradaydı. Onlar da belki
yıllarca böyle bir buluşmayı bekliyorlardı. Tıpkı, diğer Hentbole emek vermiş
insanlar gibi. Mutlulukları gözlerinden ve sözlerinden anlaşılıyordu.
Sırrı hocam. Eskişehir’in en eski
emekçilerinden biri olarak, öğrencilerinle birlikte olmak sana ne kadar keyif
verdiyse inan bizlere de o kadar keyif verdi. Sizlerin yaktığı meşale
Eskişehirde hiç sönmez umarım.
Yaptığı konuşma çok anlamlıydı. Bence bir
öğretmenin, bir yetiştiricinin insan hayatına ne denli önemli katkılar
yapabileceğini çok iyi vurguladı sevgili Kenan hocam. Bu sadece bir antrenör
olarak değil, bir öğretmen olarak çocuklarımıza, öğrencilerimize nasıl
yaklaşmamız gerektiğini gösteren önemli bir vurguydu. Hele ki Hentbol gibi
gelişmeye ihtiyacı olan bir branşta çok önemli bir ayrıntıydı. Sevgiyle
yaklaşmak ve karşılıklı sevgiyle yürütmek, bu zor yolculukta ihtiyacımız olan
bu.
Rahmetli Metin Cildam abimizin değerli eşi
Çiğdem ablanın, söylediği söz çok anlamlıydı. “Hentbolün Eskişehirde doğduğunu
birkez daha anladım” sözü aslında böyle bir organizasyonun neden Eskişehirde
yapıldığını da çok iyi özetliyordu.
İstanbuldan, Ankaradan, Trabzondan ve diğer
illerden gelen değerli hocalarım, abilerim, arkadaşlarım. İyi ki varsınız.
Hentbol için ne kadar değerli olduğunuzu bir kez daha gösterdiniz. Eskiden
oyuncu olarak verdiğiniz katkıyı bu kez de varlığınızla ve orada bulunarak
gösterdiniz. Eminim ki Hentbolün gelişmesine katkı sağlayacak her türlü etkinliğe
koşarak gelirsiniz. Tek ve hepimizin ortak dileği yıllarca emek verdiğimiz
Hentbolün daha iyi yerlerde yer alması. Ama sizlerin vereceği katkılar daha
bitmedi bunu asla unutmayın. Bu gün olmazsa ileride mutlaka sizlerin katkı
sağlayacağı zamanlar da olacak. Enazından birlik ve güç olabiliriz.
Orada olamayan ya da bugün hayatta olmayan
tüm değerli Hentbol emekçilerini de sevgi ve saygıyla anıyor ve önümüzdeki yıl
tekrar, daha kalabalık ve daha güçlü bir şekilde buluşmayı diliyorum.
Değerli Hentbol dostları aslında
yazılabilecek ol kadar çok şey varki. Sayfalara sığmaz. Tekrar bu geceyi
bizlere yaşatan tüm değerli dostlara sonsuz teşekkür eder, saygı ve sevgilerimi
sunarım.
Dr.
Zeki Pehlivan
0 yorum:
Yorum Gönder