Hepimiz
sporda altyapının önemini çok iyi biliyoruz. Bu sadece Hentbola özgü bir olay
da değil. Hangi spor adamına veya antrenöre sorarsanız sorun altyapının
öneminden, bir sporun gelişimi için küçük yaştan başlayan eğitimin öneminden
söz eder.
Ancak,
bazan bizlerin atladığı ya da görmek istemediğimiz bir konuya dikkat çekmek
istiyorum. Altyapı diye bahsettiğimiz bu kesim, spor okulu, minik, küçük,
yıldız ve genç şeklinde kategorize edilen ve bir şekilde oluşturulan gruplar.
Planlı ya da plansız bir araya getirilen bu çocukları ya da sporcuları
özellikle Hentbolde çok fazla seçme şansımız bulunmuyor. Genelde basketbol
sonra voleybol ve son olarak hentbol alternatifiyle geliyorlar ya da
getiriliyorlar.
Artık
neredeyse tamamen yok olmuş bir sokak oyunu ve sokak becerisi yoksunu bu
çocuklar, anne ve babalar tarafından sokak oyununun yerini alsın diye getirilir
oldu. Buradaki önemli konu ise, bu çocukların hepsinin anne babalar tarafından
gönderildikleri spor branşında çok başarılı olmaları gibi bir beklentilerinin
olması, bunun yanında gittikleri branşın antrenörleri tarafından da genel
antrenman işleyişi içinde çocukların özel ihtiyaçlarına, gelişim hızlarına,
becerilerine, duygu durumlarına vb. bakılmadan hepsinden aynı yüksek başarı ve
performansın beklenmesi. Öncelikle gelişmiş branşlarda (basketbol, voleybol
gibi) çocuklardan beklentilerinin çok yüksek olması, aşırı bir rekabet
ortamının olması, beklentilerin ötesinde bir sayısal yoğunluğun ve talebin
olması, antrenman yoğunluğu, bu
çocukların hemen hemen %99’unun hayal kırıklığı ve üzüntü ile karşılaşmalarına
sebep olmaktadır. Zaten eğitimle ilgili bir kıskacın içinde yer alan, hafta
içi okul ve antrenman, hafta sonu dersane, kurs ve antrenman/maç yoğunluğunda
nefes alabilecekleri ve rahatlayacakları yerler olması gereken sportif
etkinlikler aileyle birlikte bir azap haline dönüşmekte ve çocuklar bu spordan
kırılmış ve üzülmüş bir şekilde uzaklaşmaktadırlar. Özellikle 8. sınıf ve 12.
sınıf düzeylerinde yaşanan bu kırılmalar sporun en kritik noktalarında çocukların
spordan uzaklaşmalarına, verilen ya da verilmeye çalışılan tüm emeklerin ve
birikimlerin de ziyan olmasına neden olmaktadır.
Hentbol
için aslında fırsat olabilecek bu durum iyi değerlendirilebilirse pek çok
sporcuyu kazanabiliriz. Rekabetten ve
yüksek performans beklentisinden uzak, çocukların önce içinde bulunduğu ortamı
seveceği, eğitimle ilgili kaygıların azaltıldığı, sporcu olarak değerli
hissettirildiği, gelişim özelliklerinin izlendiği ve kişiye özgü özel çalışma
programlarının önerilebildiği, kısaca sporcunun içinde bulunmaktan mutlu olduğu
ve gelecekte bu camianın bir şekilde üyesi olmayı hedeflediği bir sistem
oldukça yararlı olacaktır.
Saygılarımla.
Dr. Zeki
Pehlivan
zepehlivan@yahoo.com
0 yorum:
Yorum Gönder