Veliler Sizinle Birlikte
Çalışsın, Size Karşı Değil (Altyapı Antrenörlerine İp Uçları)
Bugün
pek çok genç sporcu kendi takımlarında ya da spor okullarında antreman
yapmaktadır. Alt yapı dendiğinde akla öncelikle küçük yaş grupları ve çocuklar
gelmektedir. Doğal olarak bunların gelişim özellikleri de birbirinden farklıdır.
Çocuklar öncelikle butür spor takımlarına ya da okullara, belli becerilerini
geliştirmek, eğlenmek, arkadaş edinmek ve gelişim durumlarına göre de takım
sporcusu olmaya gelirler. Ancak, esas sorun çocuklardan ziyade çocukların anne
ve babaları ile yaşanmaktadır. Spor bilgilerinin yanında, çocukların gelişim
özellikleri ve farklılıkları konusunda da yeteri kadar bilgi sahibi olmayan
aileler, spor eğiticileri ya da antrenörlere de bir çok sıkıntı yaşatmaktadır.
Bir kaç antrenman ya da çalışma izleyen, bir kaç sportif mücadeleyi gören
herkes kenardan antrenörlük yapmaya, başındaki insanı eleştirmeye ve en çok da
kendi çocuğuna eleştirilere başlar. Halbuki hiç bir çocuk birbirinin aynı
özelliklere ve gelişim sürecine sahip değildir. Bu durumda esas iş takımın
antrenörü ya da çalıştırıcısına düşmektedir. Bu çerçevede, aşağıda aktardığım
yazı bir çok spor eğitimcisine de bir ışık tutacaktır.
İster inanın ister inanmayın
ama bütün velilerin %99’u aklı başında ve birlikte çalışılabilir insanlardır.
Eğer başarılı bir koç ya da antrenör olmak istiyorsanız, onları eğitebilmek
için bilinçli bir çaba göstermek zorundasınız. Aşağıda bu konuda size yardımcı
olabilecek strateji ve fikirlerin yer aldığı bir liste bulunmaktadır.
BİR: Başarılı olması
için çocuğunu zorlayan çoğu aile, nasıl yardımcı olacağını bilmemekte, koça ve
çocuğa olan etkilerini anlayamamaktadırlar.
İKİ: Siz, bir koç olarak
onların en çok istedikleri ve sık sık söyledikleri 2 şeyi verebilecek
konumdasınız. Onlar çocuklarının mutlu olmalarını ve başarılı olmalarını
istemektedirler.
ÜÇ: Velilere, bir
kazanan olmanın ne demek olduğunu yeniden tanımlamak gerekir. Kazanmak birinci
gelmek değildir. Bu tamamen kendi sınırlarını zorlamak ve sürekli daha iyisini
yapmaya çalışmakla ilgilidir. Şimdiki zamanınızı (derecenizi)
düşürebiliyorsanız, en iyi oyununuzu oynayabiliyorsanız ya da zayıf bir
yönünüzü geliştiriyorsanız siz bir kazanansınız. Gerçek sonuç bunlardan çok
daha az önemlidir.
DÖRT:
Ailelere
rekabetin tanımlanmasında yardım edin. Sporcunun bir başkasını yenme düşüncesi
içinde olması bu aşamada çok uygun değildir. Ailelerin, yarışmayla ilgili
sonuçların çoğunlukla performansla ve buna bağlı diğer faktörlere bağlı
olduğunu anlamalarına yardımcı olun. Gösterilen mücadele ya da performans,
sizin yarışma eşiniz ve kendi içinizdeki engellere dayalıdır. Onları,
çocukların kendilerine karşı rekabet etmeleri konusunda desteklemeleri için
eğitin.
ALTI: Ailelerle, bir krize müdahale modelini kullanmayın. Bir problem olduktan
sonra çözmeye çalışmayın. Bu müdahale için onlarla bir problem olmasını ya da
duygusal bir sıkıntı olmasını beklemeyin. Bir gününüzü önleyici bir öğretim
programı için ayırın. Onlarla, sözlü ve yazılı olacak şekilde aktif bir eğitim
gerçekleştirin.
YEDİ:
Eğitimde
kullanacağınız yazılı metinlerinizde, kulüp politikası, antrenörlük felsefeniz,
antrenörlük tarzınız açık bir şekilde belirtilmelidir. Bu materyalleri onların
hayal güçlerine bırakmayın. Bütün bunları onların bilmeye hakları ve sizin de
bunları açıklığa kavuşturma sorumluluğunuz vardır.
SEKİZ:
Sporcuların,
antrenörün ve ailelerin rollerini açık bir şekilde tanımlayın, böylece
kendilerinden ne beklendiğini ve en iyi biçimde takıma nasıl yardımcı
olabileceklerini bilebilirler. Özellikle ailelere, antrenörlüğün sizin yapmanız
gereken bir iş olduğu, onların yapması gereken bir iş olmadığının belirtilmesi
gereklidir. Antrenörlüğün anlamını ve tanımını çok iyi tanımlayın ki bu konuda
onların kafasında herhangi bir karışıklık olmasın.
DOKUZ:
Sporcular
ve aileler için, yapılması ve yapılmaması gereken davranışları nedenleriyle
birlikte net olarak açıklayın. Uyulması gereken bir davranışa uyulmadığında ve
bunun sonucunda bir yaptırım olduğunda, bu durum onlar için bir sürpriz
olmasın.
ON: Kendinizi bir uzman
bir profesyonel olarak kurgulayın. Deneyimsiz olsanız bile, bu sporu siz
biliyorsunuz ve işlerin sizin uygun gördüğünüz şekilde yürümesini sağlamak
sizin işiniz. Aileler bu konuda size meydan okusalar bile, savunmaya çekilmeyen
bir profesyonel gibi hareket etmeniz gerekir. Eğer bu konuda kendinizden emin
olamıyorsanız, düzenli olarak sizden deneyimli antrenörlere danışmakta yarar
vardır
ONBİR:
Takıma
ve kurumunuza ortak bir hedef belirleyin. Ailelerin çocuklarının bu amaçlara
ulaşmalarını sağlamak için size nasıl yardım edebileceklerini ve sizin nereye
gitmek istediğinizi bilmelerine izin verin.
ONİKİ:
İletişim.
Aileler ve sizinle aranızdaki iletişim kanallarını açık tutun. Ulaşılabilir
olun. Problemlerini doğrudan size iletebilmeleri için onları cesaretlendirin.
Onlarla aynı fikirde olmasanız bile kendilerini dinlemeniz, dertlerini
anlatabilecekleri, dinlendikleri ve anlaşılabildikleri duygusunu verir.
ONÜÇ:
Mümkün
olduğunca profesyonel olun. Ailelerin sorunlarını çözerken duygularınızla
hareket etmeyin. Onlar sizin düğmenize bassa da siz onlarla etkileşimde
duygularınızı dışarıda tutun. Eğer profesyonel bakışınızı kaybederseniz etkili
olamazsınız.
ONDÖRT:
Sizin
gelişimsel bakış açınızı anlayabilmeleri için ailelere eğitimle yardımcı olun.
Çoğu anne baba, neden çocuklarının gösterilen herşeyi yapamayacaklarını (her
oyunu kazanamayacakları) ya da belirli düzeyde performans
gösteremeyebileceklerini anlamayabilirler. Onlara, çocuklarının başarılarının
ve gelişimlerinin uzun süreli gelişim sürecinin sonucunda gerçekleşebileceğini
anlatın.
ONBEŞ:
Onlara
en üst düzey performansın ilkelerini öğretin ki, sporcu çocuklarıyla
birlikteyken onlara söyledikleri ya da yaptıkları çalışmalarda bunları bir
rehber olarak kullanabilsinler.
KAYNAK:
Çeviren: Dr. Zeki PEHLİVAN
0 yorum:
Yorum Gönder