Simon Kuper’in ünlü
sözündeki gibi “Futbolun Sadece Futbol Olmadığını” bu büyük endüstrinin kat ettiği
yollar göstermiştir. Aslında sadece futbol değil, diğer salon sporları olan
basketbol ve voleybolda da sporun artık sporun ötesine geçtiğini
söyleyebiliriz. Sporda özellikle de futboldaki bu fütursuzca gidişe ve
çılgıncasına yapılan dengesiz harcamalara bir düzenleme getirmek isteyen UEFA, futbolda
artık kulüplerin atacağı her adımı UEFA’nın “Finansal Fair-Play Kuralları”
çerçevesinde gerçekleştirebileceğini ve bu kurallara uyulmadığında bazı
yaptırımlarla karşılaşacaklarını gösterdi.
Nedir bu Finansal
Fair Play (FFP) ?
Futbol kulüplerinin gelirlerindeki sürekli artış, giderleri de aynı ölçüde artırmış ve bu artışlar yaşanan sorunların da başlangıç noktasını teşkil etmiştir. Artan bu gelir kalemlerinin etkin ve verimli şekilde kullanılmaması, üstüne bir de kötü yönetimlerle birleşince, kulüplerin mali disiplinleri zaman içinde yok olmaya başlamış ve kaybolan bu mali disiplin kulüpleri altından kalkamayacakları mali bir kısır döngüye itmiştir.
Birçok kulüp pahalı ve akılcı olmayan transfer harcamaları
ile birlikte yaşadığı sportif rekabette kötü gidişatın esiri olup, kaynaklarını
da etkin ve verimli şekilde kullanamayınca, şirket şeklinde kurulduysa iflasa
sürüklenerek, dernek şeklinde kurulduysa kapanarak ve tasfiye olarak yok olup
gitmiştir. Bu nedenle UEFA artık bu duruma dur demek için UEFA kriterlerini
devreye sokma kararı almıştır. Kendisine bağlı lokal federasyonlar aracılığı
ile kulüpleri mali, iktisadi, yönetsel, sportif ve tesis koşulları bakımından
yönlendirmeye ve disipline etmeye yönelik kararları uygulamaya geçirmiştir.
FFP düzenlemelerinin tam sekiz yaptırımı bulunmakta ve
bunlar en hafifinden en ağırına doğru şu şekildedir: uyarı, para cezası, puan
silme, avrupa kupalarından alınacak paranın kesilmesi, yeni oyuncuların avrupa
kupalarında oynamasına izin verilmemesi, avrupa kupası için bildirilen oyuncu
sayısında kısıtlama, mevcut bir turnuvadan ve ihraç gelecek turnuvalardan men.
Sonuç olarak nasıl futbol sadece futbol değilse, FFP
kuralları da sadece gelir ve gider arasında bir denge kurmaktan ibaret değil.
UEFA’nın FFP düzenlemeleri ile ulaşmaya çalıştığı nokta kulüplerin her açıdan
asgari bir mali disiplini yakalamasını sağlamak.
Ya Hentbol
Kulüplerimiz?
Bizim
için esas sorun burada başlıyor. Herkesin bildiği gibi; mevzuatlarımızda yer
alan kulüp yapıları ve bütçe ile ilgili zorunlu teminatlar; antrenör-sporcu
sözleşmelerindeki uygulama ve yaptırımlar; talimatlardaki bu tür olumsuz durumlarda
uygulanacak yöntemler çok net belirlenmediği, ayrıca hukuka dayalı ve antrenörü-sporcuyu
ya da kulübü korumaya yönelik olmadığı için bir çok sorun yaşanmaktadır.
Halbuki
sporun ötesine geçmiş bir yapının artık günü birlik çözümlerle yürütülmeye
çalışılması, ne bu yapının başında bulunan federasyonumuzu, ne sistemin
yürütücüleri olan kulüplerimizi, ne de bu branşın esas aktörleri olan antrenör
ve oyuncularımızı profesyonel bir yapıya taşıyamamaktadır.
Bu
yapıdaki en önemli sorunlardan birisi (bana göre), günümüz kulüplerinin güçlü
finansal destekleri bulunmadan ve federasyon tarafından destek amaçlı olarak
sağlanan İDDİA gelirlerine güvenerek sahneye çıkmalarıdır. Ne yazık ki hentbolün
doğasında olamayan ve kendi gelirini kendi yaratamayan sistemsizliği, zaten
güçlü isimlerle, sponsorlarla ve uzun süreli anlaşmalarla bu yapıya giremeyen
kulüpleri dolayısıyla da bu kulüplerde bulunan antrenör ve sporcuları zor
durumda bırakmaktadır. Kulüplerde yaşanan bu sorunlar ister istemez sistemin
bütününe yansımaktadır. Geleceği garanti gözüyle göremeyen sporcular ve
antrenörlerimiz mecburen başka işlere yönelmek ve garanti olan işlerine ağırlık
vermek durumunda kalmaktadırlar. Dolayısıyla, profesyonelce yapılamayan sporun getirileri
istendik düzeyde olamamakta, sportif performansa ve başarıya dönük sonuçlara
yansıması da sağlanamamaktadır. Başarısı olmayan, geliri olmayan ve sürekli
gideri olan yerde de kulüplerin sürekliliği olmamakta, daha üst seviyede
belirlenmiş hedefler konulamamakta, ulusal ve uluslararası daha büyük
rekabetlere de girilememektedir. Ayrıca bu yapı içerisinde yetiştirilmeye
çalışan genç sporculara da bir vizyon verilememekte ve hentbol kendi kısır
döngüsü içerisinde bocalamaktadır.
Neler Önerilebilir?
Federasyonumuz
tarafından çıkarılan son yabancı sporcu transfer yönetmeliği de bu konuda daha
ciddi adımlar atılması ve kulüplerin daha sağlam ekonomik temellerle hareket
etmelerini gerekli kılmaktadır. Yabancı transferlerinde yapılacak sözleşmeler,
yaptırım gücü daha yüksek ve kulüplerin elini bağlayıcı hükümler de
içerecektir. Bu nedenle hem federasyon hem de kulüpler bu anlamda daha emin
adımlarla ilerlemelidir.
Biraz
sıkıntılı da olsa, federasyonumuzun birkaç
yıllık vadeye yayarak bazı radikal önlemleri alması gerekmektedir. Futboldaki
uygulamanın benzeri şekilde, kulüp yapıları ile ilgili belirli kriterler
oluşturularak, özellikle de mali yönden bütçe yapılarının gerçekçi bir plana
oturtulmasının sağlanması gereklidir. Örneğin, kulübün anlaşmalı sporcu ve
antrenörlerin toplam sözleşme tutarlarının en az 1/3’ü kadarının (olabiliyorsa
daha fazlası) banka vb. teminatlarla federasyona ibraz edilmesi istenmelidir.
Bunun dışında, yıl içinde de kulübe kaynak olarak gelebilecek diğer
teminatların da gösterilmesi istenmelidir.
Bildiğim
kadarıyla, tüm kulüpler bir önceki yıldan tüm mali zorunluluklarını yerine
getirdiklerine dair federasyona bir yazılı belge vermektedirler. Halbuki bir
çok kulübün bu sorumluluklarını tam olarak yerine getirmedikleri bilinmekle
birlikte bu kulüpler, (her nasıl oluyorsa) bu belgeyi federasyona ibraz
edebiliyorlar. Ancak, bu yönetim zayıflığı, hem sporcu ve antrenörlerin
hentbolden kopmasına hem de kulüplerin kapanmaya doğru giden bir sürecini de
hızlandırmaktadır.
Bu
tür bir sıkıntı yaşanmaması için, bir önceki yıldan borcu olan kulüplere önceki
yılın borçlarını kapatma, yeni oyuncu transfer yasağı getirme, puan silme gibi
değişik yaptırımlar getirilmeli ve ikinci yıl yine benzer bir sorun yaşayan
kulübün borçları kapanana kadar ligde yer alma hakları askıya alınmalıdır.
Böyle bir durumda sporcu ve antrenörler için de zamana bakılmaksızın transfer
yapabilme hakkı tanınmalıdır.
Bunların
yanında, federasyon tarafından kulüplere destek amaçlı kullanılan İDDİA
uygulamasının, daha adil, daha eşitlikçi ve hiçbir kulübü mağdur etmeyecek bir
yapı içerisinde kullanılması gerekir. Çünkü bir başka dikkat edilmesi gereken
konu da, puan mücadelesinde kıyasıya yarışan kulüplerin yöneticilerinin, İDDİA
gelirleri nedeniyle kendi haklarını koruma adına, maçlar sırasında saha
kenarına kadar inip hakemlere ve gözlemcilere karşı istenmedik davranışlarda
bulunmaları hiç hoş görünmemektedir. Ne yazık ki, sadece bu gelire güvenip
ortaya çıkan kulüpler hentbolümüze, federasyonumuza ve tüm camiamıza zarar
vermektedir. Hentbol hentbol olmaktan çıkmaktadır.
Evet,
kolay değil biliyorum. Ancak bazı önlemler alınmadığı taktirde tıpkı Çankaya
Belediyesi örneğinde olduğu gibi kulüpler kapanacak, sporcu ve antrenörler
açıkta kalacak, daha ileri gitmesini istediğimiz hentbol sürekli gerilere
gidecektir.
Güler
yüzle söylenen bir yalanı, bir anda yuttuğumuz halde; acı gerçeği ancak damla
damla yutarız.
Denis
Diderot
“Sen olan şeyleri
görüp 'Neden' dersin, ben olmayan şeyleri hayal edip 'Neden olmasın' derim.„
George
Bernard Shaw
YARARLANILAN
KAYNAKLAR
Çağrı
Sefa Şen, http://tr.eurosport.com/futbol/finansal-fair-play-nedir-uyulmasi-gereken-kurallar-neler_sto4509997/story.shtml
0 yorum:
Yorum Gönder